Yaşlılık, bireyin yaşam döngüsünün doğal bir Parçasıdır. Bu dönem, bireyin- fiziksel, ruhsal ve
Sosyal açıdan birçok değişikliğe uğradığı bir süreçtir. Yaşlılıkta kişilik-örüntüleri, bireyin uzun yıllar boyunca Geliştirdiği karakter yapısının, yaşlılık döneminde Nasıl etkilendiğini ve nasıl değiştiğini inceler.
Kişilik nedir?
Kişilik, hakkında konuşulması zor konulardan biridir. Tanımlanmasından tutun da “bi hakkın”Mahiyetinin anlaşılmasına kadar kişilik kavramı her noktada zorluklar taşır. Bundan dolayıdır ki,Kişiliğin üzerinde uzlaşılmış bir tanımı yoktur . Kişilik kavramının taşıdığı zorlukları da dikkate alarak,Tanıma geçmeden önce, kişilikle ilgili kavramlara kısaca değinmek faydalı olabilir. Psikologlar,
Karakter, mizaç, benlik ve kimlik gibi kavramları, kişilikle ilgili kavramlar arasında saymaktadırlar kiAşağıda sırasıyla ele alınacaktır.
Mizaç (huy), bir insanın duygusal ve devinimsel hayatının bütünü olarak kabul edilmektedir. Mizaç
Konusunu inceleyen araştırmacıların büyük çoğunluğu, mizaç özelliklerinin genetik olarak doğuştanGeldiğini kabul etmektedirler.mizaç, hayat süresince çevresel etkilerle bir dereceye kadar değişim Gösterebilmektedir.
Karakter , ilk günden itibaren çevrenin ve eğitimin etkisiyle gelişen, sonradan edinilen tutumlardır. Bu Yönüyle karakter, insanın zamanla şekillenen ve değişen yanlarını ifade eder .
Benlik, en genel anlamda kişinin kendisi hakkındaki algılamaları ve değerlendirmeleri olarak ifade Edilebilir. Benliğin zaman zaman kişilikle aynı anlamda kullanıldığı görülse de, aslında benlik, kişiliğin Öznel yanını oluşturur.
Kimlik ise “birinin belli bir kimse olmasını sağlayan şartların bütünü” olarak tanımlanabilir.
Burger’ın (2006:23) tanıma göre kişilik “Bireyin Kendisinden kaynaklanan tutarlı davranış kalıpları ve Kişilik içi süreçlerdir.” Bee & Boyd’a (2009:490) göre ise,“bireyi diğerlerinden ayıran ve diğer insanlarla İlişkilerinde gözlemlenen görece kalıcı tepki ve etkileşim Örüntüleri”dir. Schultz & Schultz da (2005:10) kişiliği “bir Şahsın karakterine ait, nevi şahsına münhasır, görece Kalıcı dâhilî ve hâricî özellikler” olarak görmektedir. Konu İle ilgili Türkçe literatür tarandığında, Cüceloğlu’nun (2015:404) “Bireyin iç ve dış çevresiyle kurduğu, diğer Bireylerden ayırt edici, tutarlı ve yapılaşmış bir ilişki Biçimi” tanımıyla karşılaşıyoruz.
Kişilik, bireyin dünyaya uyum sağlama biçimini Niteleyen, onu diğerlerinden ayıran düşüncelerinin, Duygularının ve davranışlarının oluşturduğu kalıcı bir Örüntü.
JUNG UN GELİŞİM EVRESİ
Yaşlılık: Bu dönem ileri yaş evresi olarak ifade edilmektedir.Jung’a göre bu dönem, tekrar bilinçdışına çıkıldığı için bir Bakıma çocukluk dönemine benzetilmektedir. Bu dönemde Birey, sonrasını pek hesaba katmadan ölümü beklemeye Başlar (Geçtan, 1995:195). Jung ortak bilinçaltının bir İfadesi olarak, ölümden sonra yaşam fikrinin evrensel bir İnanç olabileceğini keşfetmiştir. Jung’a göre ruhsal yaşam,Bedensel ölümle son bulmamaktadır. Buna delil olarak da Ruhun giriştiği sonsuzluk arayışını ileri sürmektedir (İnanç&Yerlikaya, 2014:78). Her ne kadar “ortak bilinçaltı”Ve “arketip”ler gibi test edilmesi zor kavramlar ortaya atmış Olsa da, Jung’un tesirleri günümüzde hala devam Etmektedir. “Kendini gerçekleştir “içedönüklük-Dışadönüklük” “kompleks” gibi kavramları psikolojiye o Kazandırmıştır.
ERİKSON
Yaşlılık (Benlik Bütünlüğüne Karşı Umutsuzluk):
Yaşlılık, Erikson’un gelişim kuramında sonuncu dönemi ifade etmektedir ve altmışlı yaşlardan hayatın Sonuna kadar geçen süreyi kapsamaktadır. İnsan tabiatı gereği kaçınılmaz olarak yaşlanır. Ancak bu Dönemin atlatılması gereken bir kriz noktası vardır. Hayatın bir gün sona ereceği kişide iki duygu Oluşturabilir: bütünlük ya da umutsuzluk. Geçmiş günlerine bakıp bundan memnuniyet duyanlar, son Gelişim aşaması olan yaşlılığa bütünlük duygusuyla bakacaklardır. Aksi bir durum ise kişiyi umutsuzluğa Sürükleyecektir. Erikson’a göre bu dönem, insanın yaşaması gereken ve telafisi olmayan biricik yaşama Sahip olduğunun kabulüdür (Burger, 2006:170). Daha önceki yedi evrenin meyvesi olan bu evrede yaşam,Kişinin geriye dönük olarak yaptığı bir muhasebeden ibarettir (Erikson, 2014:167). Bu muhasebe Sonucunda elde edilmesi gereken duygu, tam olarak benlik bütünlüğüdür. Erikson’un psikiyatri, psikoloji,Eğitim alanlarında yaptığı çalışmalar, onu büyük ve uluslararası bir üne kavuşturmuştur. Bununla birlikte,Tüm görüşlerinin de itirazsız kabul edildiğini söylemek mümkün değildir. İnsana yaklaşımı ve insanın kendini İyileştirici güçleri hakkındaki görüşleri aşırı iyimser bulunmaktadır.
Büyük Beşli Kişilik Teorisi (Five Factor Model)
K i ş i l i ğ i n a n a b o y u t l a r ı n ı t a n ı m l a d ı ğ ı d ü ş ü n ü l e n b e ş g e n e l ö z e l l i k :
A ç ı k l ı k ,S o r u m l u l u k , D ı ş a d ö n ü k l ü k , U y u m l u l u k v e N ö r o t i z m .
Açıklık , yaşlılıkta genellikle açıklık (yeniliğe açıklık)azalabilir .yaşlar daha geleneksel ve rutinlere bağlı kalabilirler.
sorumluluk , genellikle sorumluluk düzeyinde artış görülebilir. Emeklilik sonrası bireyler daha düzenli ve planlı hale gelebilirler
dışadönüklük , sosyal etkileşimlerde azalma görülebilir .sosyal çevre daralabilir ve bireyler daha içe dönük olabilir.
Uyumluluk, empati ve uyumluluk artabilir. Yaşlılar da az sabırlı ve anlayışlı olabilir.
Nörotizm, duygusal dengesizlik ve kaygı genellikle azalabilir daha sakin ve huzurlu bir durum söz konusu olabilir.
YAŞLILIKTA ROGERSİN TEORİSİ
Yaşlılık dönemi, Rogers’ın kişilik teorisinin çeşitli yönlerinin öne çıktığı bir dönemdir. Bu dönemde kişilik gelişimini anlamak için Rogers’ın Kavramlarını şu şekilde inceleyebiliriz:
1.Kendilik ve Kendini Gerçekleştirme:
Yaşlılıkta Kendilik: Yaşlılık döneminde bireyler genellikle kendi yaşamlarını değerlendirir ve kendi potansiyellerini ne derece Gerçekleştirdiklerini gözden geçirirler.
Kendini Gerçekleştirme: Bu dönemde kendini gerçekleştirme arayışı devam edebilir. Yaşlılar, yaşamlarının anlamını bulmaya,Hedeflerine ulaşmaya ve kişisel tatmin arayışına devam edebilirler.
2.Gerçek Kendilik vs. İdeal Kendilik:
Değerlendirme: Yaşlılıkta bireyler, hayat boyunca elde ettikleri başarıları ve yaşam hedeflerini değerlendirme eğilimindedir. Bu süreç,Gerçek kendilik ile ideal kendilik arasındaki farkları görme ve bu farkları azaltma çabalarını içerebilir.
Kabul ve Uyum: Kendilik algısındaki uyumsuzluklar yaşlılık döneminde daha belirgin hale gelebilir. Bireyler, yaşamlarının anlamını Yeniden değerlendirebilir ve ideal kendiliklerine ulaşma çabası içinde olabilirler.
3.Koşulsuz Kabul:
Sosyal Destek: Yaşlılıkta koşulsuz kabul ihtiyacı, sosyal destek ve aile ilişkileri üzerinden sağlanabilir. Sosyal destek sistemlerinin ve Aile bağlarının güçlü olması, yaşlı bireylerin kendilerini değerli ve kabul edilmiş hissetmelerine yardımcı olabilir.
Kişisel Kabul: Kendilik algısındaki uyumun sağlanması için bireylerin kendilerini kabul etmeleri ve kendi değerlerine saygı duymaları Önemlidir.
4.Öz-Düşünce ve Öz-Kabul:
Yaşamın Anlamı: Yaşlılık dönemi, bireylerin yaşamlarının anlamını ve değerlerini gözden geçirme dönemidir. Bu süreç, kendilikAlgısının yeniden şekillenmesine ve öz-kabulün artmasına neden olabilir.
Kişisel Tatmin: Yaşlı bireylerin kişisel tatminleri, yaşamlarının genel değerlendirmesi ve kendilik algısındaki uyum ile doğrudan İlişkilidir.
5.Yaşlanma ve Psikolojik Sağlık:
Koşulsuz Kabul ve Psikolojik Sağlık: Yaşlılıkta koşulsuz kabul ve destek, psikolojik sağlık üzerinde olumlu etkiler yapabilir. Sosyal Destek ve anlayış, yaşlı bireylerin kendilerini daha iyi hissetmelerine yardımcı olabilir.
Raşit HANGÜR.