İnsan sosyal bir varlıktır ve kendini ifade etme ihtiyacı vardır. İfade biçimleri ise çok çeşitlilik göstermektedir. Yetişkin bireyler kendi daha çok sözcüklerle ifade ederken çocuklar, bu düzeyde bir sözcük dağarcığına sahip değildir. Dolayısıyla çocuklar dil becerileri bakımından gelişime ulaşıncaya kadar kendilerini sözcüklerden daha çok resimlerle ifade etme eğiliminde olurlar. Çocukların resimleri sayesinde ruh halleri ve büyüme süreci bakımından önemli bilgiler edinme fırsatı sunmaktadır.
Kolay bir anlatım aracı olması nedeniyle sınırlı sözcük bilgisine sahip bir çocuk için, kendisiyle dış dünya arasında iletişimi sağlayan bir araçtır. Resim yaptırmak için zorlamanıza gerek yoktur. Beyin gelişimi, çocukta sanatsal faaliyetlere doğal bir ilgi uyandırır. Çünkü beynin yaratıcılık merkezi olan sağ lob; dilsel yetilerin ve analitik düşüncenin gelişmesini sağlayan sol loba göre daha önce ve hızlı gelişir. Çocuk çizdiği resimler aracılığı ile iç dünyasını, bilinçdışı isteklerini, duygularını aktarır. Resim, çocuğun kendi duygu ve düşüncelerinin bir ürünü olduğu için okul öncesi dönemde çok önemlidir. Bu yüzden de çocuk psikolojisinin vazgeçilmez bir aracı olmuştur. Çocuk resimleri ile ilgili araştırmalar, akıl hastalarının resimlerine artan ilgi, Freud & Jung’ın çalışmalarıyla ortaya çıkmıştır.
Lowenfeld, sanat yoluyla bireyin kendisini ifade etmesinin, sağlıklı bir duygusal gelişme açısından temel önemi olduğuna
inanmıştır. Gelişim dönemleri konusunda en sistematik ve aynı zamanda geçmişten günümüze en çok kabul gören yaklaşım
Lowenfeld’ın sıralaması olmuştur. Bu sıralama şöyledir:
+ 1. Karalama Dönemi (2-4 yaş)
+ 2. Şema Öncesi Dönem (4-7 yaş)
+ 3. Şematik Dönem (7-9 yaş)
+ 4. Gerçekçilik Dönemi (9-11 yaş)
+ 5. Mantık Dönemi (11-13 yaş)
Karalama Dönemi (2-4 yaş)
Bu dönem için uzmanların görüşü, genellikle çocukların bir objeyi veya nesneyi ortaya çıkarmak için amaçlı bir şekilde yapmadıkları konusunda ortaktır. Bu dönem sadece oyun ve alıştırmalar olmakla beraber çocuğun ruhsal açıdan daha rahat bir evrede olması şeklinde ifade edilmektedir. Bu yaşam döneminde renklerle kendi yaşam dünyasını çizmeye ve oluşturmaya başladığından ve bu duygunun yerleşmesi ile hem zevk alır hem de farklı duyguları tanıma fırsatına sahip olmuş olur. Bu dönem kassal eşgüdümün geliştiği ve çocukların el ve göz etkinliklerini uyumlu hale getirmeye çalıştığı bir zamandır. Yaklaşık iki yaşında çocuğun ilk çizgileriyle başlayan karalama dönemi, yine yaklaşık dört yaşında ilk simgenin ortaya çıktığı zamana kadar sürmektedir.
Şema Öncesi Dönem (4-7 yaş)
Bu dönem işlem öncesi dönemin bir parçasıdır. Çocuk artık kendini çevrenin bir parçası olarak görür ve çevresindeki nesne ve insanlarla özdeşim kurmaya başlar. Çocukta artık sembolik düşünce, bağlantıları görme, sınıflandırma ve sayıları anlama yeteneği yavaş yavaş artmaktadır. Çizgilerin anlam taşımaya başladığı görülür. Kendini ifade etmeye başlayan çizimlerde bulunur, ruh halini yansıtan veya duygularını ifade eden renkleri tercih ettikleri görülebilmektedir. 4-6 yaş grubunda çocuklar genellikle renk ayırımı yapmazlar ve serbest renk kullanımı tercih ederler. Bununla birlikte sevdikleri renkleri daha çok kullanmayı tercih ederler, kızların erkeklere oranla renk seçiminde daha seçici olduğu bazı çalışmalarla vurgulanmıştır. Lowenfeld’e göre bu dönemde çocuk resim yapma, düşünme ve gerçek arasındaki ilişkileri
keşfetmeye başlamaktadır. Bu dönem çocuğu benmerkezcidir, duyguları yoğundur ve hayal gücü çok baskındır. Beş yaş dolaylarındaki çocuklar baş ve gövde çizerler. Altı yaşından itibaren çocuklarının resimlerinde saydamlığın etkisi görülür. Yani görülmesi mümkün olmayan nesnelerin içini ve gerisini de çizmeye çalışırlar.
Şematik Dönem (7-9Yaş)
Bu dönem çizimlerinde çocukların gelişimleri ile resim çizimleri arasında ki ilişki daha net bir şekilde ortaya çıkabilmektedir. çocuklarının resimlerinde ayrıntılar artarak çizimler biraz daha belirgin hale gelmeye başlar. Çocuk resimlerini belli bir zemine oturtması gerektiğini bilmekte, genellikle yaptıkları resimlerde bir gök çizgisi de bulundurmaktadır. Çizimler ve resimler daha gerçekçi olmaya başlar ve figürler resme bakan kişi tarafından kolayca anlaşılabilir. Renk konusunda çocuk, nesnenin gerçek rengi ne ise onu kullanmayı tercih edebilmekte veya en yakın renk kullanılabilmektedir.
Gerçekçilik Dönemi (9-12 Yaş)
Ağırlıklı olarak ilkokul çağına denk gelen bu dönem çocukları,
yavaş yavaş toplumsallaşmaya başlamışlardır. Resimlerinde
cinsiyet farklılıkları, renk, perspektif ve estetik gibi unsurlar ön
planda görülmeye başlanmıştır. Çocuklar yaptıkları resimler gibi renklerde de gelişigüzel olmanın ötesine geçerek, daha gerçeğe uygun renkler kullanmakta, kendini tanımaya. güçlü zayıf yönlerini keşfetmeye ve öğrenmeye başladığı bir dönemdedir.
Mantık Dönemi (12-14 Yaş)
Ergenlik (Genital) dönemin başlarına rast gelen bu dönem
çocukların bir ayağının yetişkinliğe adım attığı diğer ayağının
ise hala çocuklukta kaldığı en çalkantılı dönemdir. Çocukta
kişilik gelişimi oturmaya başlarken, aynı zamanda bedeni ve
duygularındaki hızlı büyümeler ergenin dengesini zorlamaktadır. Bu dönemde çocuklarının resim yapmaya devam etmesi ilerde resme karşı olan yeteneklerini pekiştirmek bakımından önemlidir.
Çocuk Resminde Çizgilerin Yorumu
+ Marvin Klepsch ve Laura Logie (1982) “ehildren Draw and TelI” adlı yapıtta çocuk resmindeki çizgilere şu psikolojik açıklamaları getirmişlerdir:
Büyük oranlı resimler; Çoğu kez iç kontrolü zayıf olan saldırgan çocuklar tarafından
çizilmektedir.
Küçük çizgiler; Birkaç santimetre büyüklüğündeki resimler çoğunlukla, korkak, çekingen, içe dönük çocukların ürünleridir. Küçük boyut genellikle onların güvensizliklerinin simgesidir.
Baş çizimi; Çocuk resminde çok küçük ya da büyük kafa çizmek genelde; zihinsel açıdan yetersiz olan çocuklar tarafından veya tam tersi zihinsel açıdan kendini diğer çocuklardan daha ileride gören çocuklar tarafından çizilmektedir.
Ağız çizimi; Ağızın önemi; temel iletişim aracı olmasından kaynaklanmaktadır..Konuşma ve dil sorunu olan çocuklar kalın çizgilerle büyük ağız yapma yoluna giderler. Çoğunlukla anne ve
babalarına bağımlı çocukların resimlerinde ağız alanına saplandıkları dikkati çeker.
Gözler; Gözler hayatta büyük rol oynar. Dış dünyayla temasımıZ! ilk önce gözlerimizle sağlarız. Gözler; çocuk resimlerinde korunmalı, kollanmayı ifade eder.
Ayaklar; Büyük ayakların çizilmesi kendine güven duyma arzusunun simgesidir. Yorgun, ümitsizliğe düşmüş, deprime (çökkün) çocuklar ayak çizmekte güçlük çekerler.
Burun; Astımlı çocuklar çoğunlukla solunum güçlüğünden kaynaklanan sorunları nedeniyle burun çizgilerini vurgulayarak ya da büyük biçimde çizerler.
Kulaklar; Çok büyük kulaklar, işitme zorluğu olan çocuklar tarafından çizilir. Aynı zamanda, başkalarının kendi hakkında konuştuklarını düşünen kuşkucu çocuklar kulak figürlerini vurgulayarak abartılı biçimde çizerler.
Parmaklar; Çocuk, eğer parmakları detaylı çiziyorsa bu obsesyonu göstermektedir. Çocuk, resimde beş parmaktan fazla çiziyorsa, bu çocuğun ihtiraslı olduğunu gösterir.
Dişler; Dişler, saldırganlığı ifade ederler. iri çizilmiş dişler aşın saldırganlık göstergesidir.
Eller; Resimlerinde, elleri gizleyerek, vücudun arkasına saklayarak çizen çocukların genelde ya tırnak yeme, ya da parmak emme alışkanlığı vardır.
İlayda Kula