Merkezefendi / Denizli

Selçuk Bey Mah. Şehit Piyade Komando Er Mehmet Avcı Caddesi no:34 J23 Merkezefendi / Denizli

MÜKEMMMELLİYETÇİLİK

Mükemmelliyetçilik Nedir?

Mükemmelliyetçilik, bireyin kendisi, performansı veya çevresi için gerçekçi olmayan derecede yüksek standartlar belirlemesi ve bu standartlara ulaşamadığında yoğun öz-eleştiri yaşamasıyla karakterize edilen çok boyutlu bir kişilik özelliğidir. Bu yapı yalnızca başarı odaklı olmayı değil, aynı zamanda hata yapmaya karşı düşük toleransı ve kusurun kişisel bir tehdit olarak algılanmasını içerir.

Mükemmelliyetçi bireyler için hata yapmak, öğrenme fırsatı olmaktan ziyade kişisel bir yetersizlik kanıtı olarak görülür. Bu nedenle başarı ve performans, bireyin benlik değerinin temel belirleyicisi haline gelir.

Psikoloji literatüründe mükemmelliyetçilik, hem işlevsel hem de işlevsiz yönleri olan bir yapı olarak ele alınmakta; bağlama ve bireyin bilişsel esnekliğine göre farklı sonuçlar doğurabilmektedir.

 

Mükemmelliyetçilik ve Benlik Değeri

Mükemmelliyetçi bireylerde benlik değeri çoğu zaman koşullu bir yapı gösterir. Kişi, kendisini değerli ve yeterli hissetmek için belirlediği yüksek standartlara ulaşmak zorunda olduğunu düşünür. Bu durum, özsaygının içsel kaynaklardan değil, büyük ölçüde performans ve başarıdan beslenmesine yol açar.

Başarı elde edildiğinde geçici bir rahatlama ve tatmin hissi yaşansa da bu duygu kalıcı değildir. Çünkü standartlar genellikle esnek değildir ve kısa sürede daha da yükseltilir. Buna karşılık, en küçük bir başarısızlık ya da hata yoğun değersizlik, utanç ve suçluluk duygularını tetikleyebilir.

 

Uyumsal ve Uyumsuz Mükemmelliyetçilik

Mükemmelliyetçilik her zaman olumsuz bir özellik değildir. Literatürde uyumlu (adaptif) ve uyumsuz (maladaptif) olmak üzere iki temel biçimde ele alınmaktadır.

Uyumlu mükemmelliyetçilik, bireyin yüksek ancak gerçekçi standartlar belirlemesiyle ilişkilidir. Bu yapı motivasyonu artırabilir, hedefe yönelik çalışmayı destekler ve başarıdan doyum alınmasını sağlar. Hata yapıldığında birey esneklik gösterebilir.

Uyumsuz mükemmelliyetçilik ise aşırı yüksek ve katı standartlarla birlikte yoğun öz-eleştiri ve hata korkusunu içerir. Bu durum tükenmişlik, erteleme ve kaçınma davranışlarına yol açabilir ve psikolojik iyi oluşu olumsuz etkiler.

 

Tarihsel Gelişim

Mükemmelliyetçilik kavramı psikoloji tarihinde ilk olarak psikanalitik kuram çerçevesinde ele alınmıştır. Freud, süperego kavramıyla bireyin içsel denetim ve ahlaki standartlarını açıklamış; aşırı katı bir süperegonun mükemmelliyetçi eğilimlere zemin hazırladığını belirtmiştir.

Daha sonraki yıllarda kişilik kuramları, mükemmelliyetçiliği kişilik özelliği olarak incelemiş; özellikle başarı yönelimli bireylerde yaygın olduğunu vurgulamıştır. 1980’li yıllardan itibaren ise mükemmelliyetçiliğin tek boyutlu bir yapı olmadığı, farklı türlerinin farklı psikolojik sonuçlar doğurduğu görüşü kabul görmeye başlamıştır.

 

Çok Boyutlu Mükemmelliyetçilik

Hewitt ve Flett (1991), mükemmelliyetçiliğin tek boyutlu bir yapı olmadığını ve üç farklı biçimde ortaya çıktığını belirtmiştir.

Kendine yönelik mükemmelliyetçilik, bireyin kendi performansı için yüksek standartlar belirlemesi ve başarısızlığa karşı yoğun öz-eleştiri geliştirmesiyle ilişkilidir.

Başkalarına yönelik mükemmelliyetçilik, bireyin çevresindeki kişilerden kusursuzluk beklemesi ve bu beklentilerin kişilerarası sorunlara yol açabilmesiyle tanımlanır.

Sosyal olarak yüklenen mükemmelliyetçilik ise bireyin başkalarının kendisinden mükemmel olmasını beklediğine inanmasıyla ilişkilidir ve kaygı ile depresyon açısından daha riskli görülmektedir.

 

Klinik Psikolojide Mükemmelliyetçilik

Mükemmelliyetçilik, klinik psikolojide birçok psikopatolojiyle ilişkili önemli bir risk ve sürdürme faktörü olarak ele alınmaktadır.

Depresyon ile ilişkili olarak mükemmelliyetçilik, başarısızlık durumlarında yoğun değersizlik, umutsuzluk ve kendini suçlama eğilimlerini artırır. Kişi yüksek standartlarına ulaşamadığında benlik değeri ciddi biçimde zarar görür.

Anksiyete bozukluklarında, mükemmelliyetçilik hata yapma korkusunu ve sürekli değerlendirilme kaygısını güçlendirir. Bu durum kaçınma davranışlarını ve performans kaygısını artırabilir.

Obsesif-Kompulsif Bozuklukta (OKB) ise mükemmelliyetçilik, aşırı kontrol ihtiyacı ve kusursuzluk arayışıyla ilişkilidir. Hata yapma ihtimali, kompulsif davranışları tetikleyebilir.

 

Mükemmelliyetçilik ve Erteleme

Mükemmelliyetçilik, görev sürecinde beklentilerin giderek yükselmesine ve yapılan işin sürekli yeterli bulunmamasına yol açar; bu durum işe başlama zamanını geciktirir, süreç ilerledikçe hata yapma olasılığına odaklanma artar ve performansın olumsuz değerlendirileceği düşüncesi baskın hale gelir. Artan baskı, bireyin görevden uzaklaşmasına ve erteleme davranışının kısa vadede rahatlatıcı bir kaçış yolu olarak kullanılmasına neden olur, ancak zaman baskısı ve kaygı yükseldikçe erteleme döngüsü daha da güçlenir

 

Değerlendirme Araçları

Mükemmelliyetçilik, klinik ve araştırma bağlamlarında öz-bildirim ölçekleri aracılığıyla değerlendirilmektedir. En yaygın kullanılan araçlardan biri Frost Çok Boyutlu Mükemmelliyetçilik Ölçeği (FMPS) olup, bireyin hata kaygısı, kişisel standartlar ve ebeveyn beklentileri gibi boyutlarını ele almaktadır.

Hewitt ve Flett Çok Boyutlu Mükemmelliyetçilik Ölçeği (HMPS), mükemmelliyetçiliği kendine yönelik, başkalarına yönelik ve sosyal olarak yüklenen boyutlar üzerinden değerlendirmektedir.

 

Terapötik Yaklaşımlar

Mükemmelliyetçiliğin tedavisinde temel amaç, bireyin standartlarını tamamen ortadan kaldırmak değil, bu standartları daha esnek ve gerçekçi hale getirmektir.

Klinik müdahalelerde en sık kullanılan yaklaşımlardan biri bilişsel-davranışçı terapidir. BDT’de bireyin işlevsiz inançları tanımlanır ve bu inançların gerçekçi alternatiflerle yeniden yapılandırılması hedeflenir.

Şema terapi, özellikle kökeni erken çocukluk deneyimlerine dayanan mükemmelliyetçilik örüntülerinde etkili bir yaklaşım olarak öne çıkar. Bu yaklaşımda “yüksek standartlar” ve “cezalandırıcı ebeveyn” şemaları üzerinde çalışılır. Bireyin kendisine yönelik daha şefkatli bir iç ses geliştirmesi amaçlanır.

Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT) ise mükemmelliyetçi düşüncelerin ortadan kaldırılmasından ziyade, bu düşüncelerle olan ilişkinin değiştirilmesine odaklanır. Kişinin değerleri doğrultusunda esnek davranabilmesi temel hedeftir.

 

Terapi Sürecinde Kullanılan Teknikler

Mükemmelliyetçilikle çalışırken terapötik süreçte hem bilişsel hem davranışsal teknikler kullanılır. Bilişsel düzeyde, bireyin kendisine yönelttiği aşırı eleştirel düşünceler ele alınır ve bu düşüncelerin kanıtları sorgulanır. Alternatif ve daha dengeli düşünce biçimleri geliştirilir.

Davranışsal düzeyde İse kontrollü hata yapma deneyleri önemli bir yer tutar. Danışan, mükemmel olmayan performans sergilediğinde ortaya çıkacağını düşündüğü sonuçları test etme fırsatı bulur. Bu süreç, hataya yönelik korkunun azalmasına yardımcı olur.

Ayrıca öz-şefkat çalışmaları, mükemmelliyetçi bireylerin kendileriyle daha sağlıklı bir ilişki kurmalarını destekleyen önemli müdahaleler arasındadır.

 

Vaka Örneği

21 yaşında, üniversite öğrencisi olan danışan, akademik performansıyla ilgili yoğun kaygı ve erteleme şikâyetiyle başvurmuştur. Danışan, yaptığı çalışmaların yeterince iyi olmadığı düşüncesiyle ödevlere başlamakta zorlandığını ve teslim tarihleri yaklaştıkça yoğun stres yaşadığını belirtmiştir. Başarısızlık durumlarında kendine yönelik eleştirilerinin arttığı, bu durumun motivasyon kaybı ve duygusal tükenmişlik ile sonuçlandığı gözlenmiştir. Klinik değerlendirmede, mükemmelliyetçi standartların uyumsuz biçimde işlediği ve bu örüntünün kaygı belirtilerini sürdürdüğü değerlendirilmiştir.

Tedavi sürecinde, danışanın mükemmelliyetçi düşünce örüntüleri bilişsel davranışçı müdahalelerle ele alınmıştır. Katı performans standartları ve hata odaklı değerlendirmeler üzerinde çalışılmış, erteleme davranışını azaltmaya yönelik davranışsal düzenlemeler uygulanmıştır.

Saniye Berra GÜLEÇ

0 0 Puanlar
Puanlayın
Ücretsiz Ön Görüşme
0
Düşüncelerinizi çok isterim, lütfen yorum yapın.x