Merkezefendi / Denizli

Selçuk Bey Mah. Şehit Piyade Komando Er Mehmet Avcı Caddesi no:34 J23 Merkezefendi / Denizli

Alt Islatma, Tırnak Yeme, Öfke: Çocuğunuzun Davranışları Size Ne Anlatıyor?

Bir sabah daha ıslak bir yatakla uyanmak…
 Ders çalışırken gözünüze ilişen, neredeyse etine kadar yenmiş tırnaklar…
 En küçük bir hayal kırıklığında bir anda yükselen, evi dolduran bir öfke nöbeti…

Bir ebeveyn olarak bu davranışlarla karşılaştığınızda içinizi endişe, çaresizlik ve bazen de öfke kaplaması çok anlaşılır. “Neden böyle yapıyor?”, “Acaba nerede yanlış yapıyorum?” soruları zihninizde dönüp durabilir.

Ancak bu noktada bir adım geri çekilip şunu hatırlamak önemli:
 Bu davranışlar çoğu zaman bir “yaramazlık”, “inat” ya da “kötü alışkanlık” değildir. Aksine, çocuğun kelimelere dökemediği duygularının, korkularının ve ihtiyaçlarının bir ifadesidir. Yani asıl sorun değil, bir işarettir. Nasıl ki ateş vücudun bize bir şeylerin yolunda gitmediğini söyleme biçimiyse, bu davranışlar da çocuğun iç dünyasından gelen sinyallerdir.

Peki, çocuğunuz size ne anlatmaya çalışıyor olabilir?

 

Buzdağı Metaforu: Gördüğünüz Sadece Yüzey

 

Çocuklarla çalışırken sıkça kullandığımız buzdağı metaforu, bu davranışları anlamak için oldukça yol göstericidir. Alt ıslatma, tırnak yeme ya da öfke patlamaları buzdağının suyun üstünde kalan küçük kısmıdır. Asıl büyük kütle ise suyun altındadır: duygular, kaygılar, korkular, ihtiyaçlar ve yaşanmışlıklar.

Sadece davranışı durdurmaya çalışmak, buzdağının görünen kısmını kesmeye benzer. Alttaki neden ortadan kalkmadığı sürece sorun ya başka bir davranışla ortaya çıkar ya da daha da güçlenir. Kalıcı çözüm, suyun altına bakabilmekten geçer.

1. Gece Alt Islatma (Enürezis): Kontrol Edilemeyen Duyguların Yansıması

Önce önemli bir not:
 Beş yaşından sonra devam eden alt ıslatma durumlarında ilk adım her zaman bir çocuk doktoruna başvurarak tıbbi nedenleri (idrar yolu enfeksiyonu, mesane kapasitesi vb.) dışlamaktır.

Tıbbi bir neden yoksa, alt ıslatma çoğu zaman yoğun kaygının bedensel bir ifadesi olarak karşımıza çıkar.

Ne anlatıyor?
 Gece, kontrol mekanizmalarının en gevşek olduğu zamandır. Gündüz bastırılan korkular, endişeler ve zorlayıcı duygular, uykuda bedensel bir yolla ortaya çıkabilir. Bu durum, çocuğun isteyerek yaptığı bir davranış değildir; aksine kontrol edemediği bir süreçtir.

Neler tetikleyebilir?
 Yeni bir kardeşin doğması, okula başlama, taşınma, aile içindeki gerginlikler, akran zorbalığı ya da çocuğun kendini yetersiz hissettiği akademik baskılar… Tüm bunlar, daha önce tuvalet alışkanlığı kazanmış bir çocukta bile geçici gerilemelere yol açabilir.

2. Tırnak Yeme: Kaygıyı Yatıştırma Çabası

Çocuğunuzun tırnaklarını yediğini fark ettiğinizde, bu çoğu zaman içsel bir gerginliğin işaretidir.

Ne anlatıyor?
 Tırnak yeme, çocuğun kendi kendini sakinleştirmek için bulduğu bilinçdışı bir yöntemdir. Tıpkı parmak emmek gibi… Kaygı yükseldiğinde, beden bu gerginliği azaltacak bir çıkış yolu arar ve tırnak yeme bu noktada bir “rahatlama aracı”na dönüşür.

Neler tetikleyebilir?
 Sınavlar, performans baskısı, aile içindeki çatışmalar, güvende hissetmeme ya da bazen sadece yoğun can sıkıntısı. Kaygılı ve mükemmeliyetçi çocuklarda bu davranışa daha sık rastlanır.

3. Öfke Patlamaları: Söze Dökülemeyen Duygular

Öfke, özellikle çocuklarda en çok yanlış anlaşılan duygulardan biridir. Çoğu zaman tek başına ortaya çıkmaz.

Ne anlatıyor?
 Çocukların duyguları tanıma ve ifade etme becerileri henüz gelişme aşamasındadır. Üzüntü, hayal kırıklığı, korku ya da kıskançlık gibi karmaşık duygularla baş edemediklerinde, bu duygular öfke olarak dışarı taşabilir. Bu, çocuğun “Benim için bu çok zor ve bununla nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum” deme biçimidir.

Neler tetikleyebilir?
 Yorgunluk, açlık, sınır ihtiyacı, anlaşılmadığını hissetme, kontrol kaybı… Bazen çok basit görünen bir durum, çocuk için büyük bir duygusal yük anlamına gelebilir.

 

Peki, Ebeveyn Olarak Ne Yapabilirsiniz?

 

Davranışa değil, duyguya odaklanın.
 “Neden bunu yapıyorsun?” yerine, “Son zamanlarda seni zorlayan bir şeyler mi var?” sorusu çok daha kapı açıcıdır.

Cezalandırmak yerine güven verin.
 Azarlamak ya da utandırmak, çocuğun kaygısını artırır. “Yanındayım ve bunu birlikte aşabiliriz” mesajı ise iyileştiricidir.

Duygulara tercüman olun.
 “Çok sinirlendin çünkü oyuncağın elinden alındı” demek, çocuğun kendini anlaşılmış hissetmesini sağlar ve duygularını düzenlemesine yardımcı olur.

Ne zaman destek alınmalı?
 Bu davranışlar uzun süredir devam ediyorsa, giderek artıyorsa, çocuğun okul ve sosyal yaşamını etkiliyorsa ya da siz ebeveyn olarak artık tükendiğinizi hissediyorsanız, bir çocuk psikoloğundan ya da pedagogdan destek almak çok kıymetlidir. Erken destek, hem çocuk hem de aile için süreci büyük ölçüde rahatlatır.

0 0 Puanlar
Puanlayın
Ücretsiz Ön Görüşme
0
Düşüncelerinizi çok isterim, lütfen yorum yapın.x