Pamukkale / Denizli

Mehmetçik Mah. 2622 Sk. No:2 Daire: 3 Altınyaprak Apartman

ŞİZOİD KİŞİLİK BOZUKLUĞU

ŞİZOİD KİŞİLİK BOZUKLUĞU NEDİR ?

Şizoid kişilik bozukluğu, insan ilişkilerine ilgi eksikliği, yalıtılmış bir yaşam tarzı, yalnız yapılan eylem ve etkinlikleri tercih, içe dönüklük, duygusal soğukluk, davranış ve ilişkilerin mekanik ve tekdüze olması ile karakterize kişilik bozukluğudur.

 

HARRY GUNTRİP’E GÖRE ŞİZOİD KİŞİLİK BOZUKLUĞU TANIMLAMALARI

İçe Dönüklük: Dış dünya ile bağ kuramadığı için libidinal enerji iç dünyaya yöneltilmiştir. Dış gerçeklikten kopmuştur. Hayalperest ve fantezik kurgularla iç dünyası oldukça geniştir. Bu nedenle iç dünyasında dış dünyanın aksine aktiftir. İç dünyası herkesten sakladığı, gizlediği ve bu yüzden güvenli hissettiği alandır.

Oyun oynama biçimleri de şizoidleri ele veren bir içe dönük yapılanmayı gösterebilir. Bu nedenle terapilerde sorulabilir. Genelde kimselerin olmadığı küçük yerlerde oynayabilirler. Masa altı veya yorgan altı gibi. İleride de buna benzer alanlar yarattıkları görülür. Örneğin; eşinin ve çocukların dahi giremediği, güvenli bir alan olarak gördüğü çalışma odası gibi.

Çekingenlik: İçe dönüklüğün bir formudur. Fark edilebilir bir utangaç hal söz konusudur. Dış dünya ile ilişkileri engellerler. Sizi görmezse onların da sizi görmeyeceğini düşünürler. Bu bir tavus kuşu mantığı olarak görülbilir. Terapi esnasında da göz teması kurmaktan kaçınabilirler. Fakat her şizoid çekingen olmayabilir. Çekingen olmayanlar, dış dünya ile bağlantıda gibi duranlar da vardır. Bunlara gizli şizoidler denir. Bu şizoidlerin iyi bir işi, evliliği, çocuğu ve çevresi mevcuttur. Fakat derinleşildiğinde bunların hepsinin görev mantığı ile yapıldığı anlaşılır. İçsel bağ kurulamamıştır.

Narsizm: Dış dünya ile bağlantı kuramayan, iç dünyasına mecbur kalan kişinin narsistik bir tutumu oluşur. Çünkü sevgi nesneler içerisindedir, Libidinal bağlantı kurduğu kişi kendisidir.

Kendi Kendine Yetme: Kendi kendilerine ne kadar çok yetebilirlerse başkaları ile ilişki kurmaktan o derece uzak durabilirler, bundan kaçabilirler. Bu nedenle kendi kendine yetebilme becerileri oldukça gelişmiştir. Bunun için çabalarlar.

Kendi kendine yetebilmeyi erken çocukluk dönemlerinde öğrenmişlerdir. Yetişkin sorumluluk kabiliyetlerini onaylanma ihtiyacı için henüz çocukken edinmişlerdir.

Üstünlük Hissi:  Kendi kendine yetebilmenin bir getirisidir. Diğerlerinden üstündür çünkü ancak bu şekilde onlarız yapabileceğinin farkındadır. Narsistler ile farklıdır. Grandiyöz bir tarafı yoktur. Narsizmdeki gibi diğerleri onları utandırdığı, aşağıladığı ve hoşuna gitmediği için diğerlerinin değeri üstünlük kurularak yok edilmeye çalışılmaz. Sadece kendi kendine yetebilmeleri için üstünlük hissi oluşur. Amaç onlardan üste olup onlardan uzak durabilmektir. Bu da yine güvenli mesafe istemidir.

Arzu Kaybı: Duygusal bir küntlük vardır. Eksikliği hissedilir. Fakat neyin eksik olduğu bilinmez. Kendi duygu ve hisleriyle bağlantıları olmadığı gibi başka insanların da duygularını anlayamazlar. Bu nedenle empati ve duyalı olmak söz konusu bile değildir. Değerlendirmeleri veya tavırları karşı tarafta ne uyandıracak bilemezler. Duygu hissetmeme, bastırma, ihmal etme bilinçdışı düzeyde söz konusudur. Adeta bir robotikleşme söz konusudur. Bir yakın kaybında dahi üzülemediklerinden yakınabilirler.

Yalnızlık: İç dünyalarında bağlanma ve temas ihtiyaçları devam eder. Etrafları çok kalabalık olsa bile kalabalıklar içinde yalnızdırlar. Çünkü duygusal, gerçek bir bağ yoktur. Terapinin ileri aşamalarında sevgi ve arkadaş istekleri ortaya çıkar.

Benlik  Yitimi: Şizoidlerin tehditler sonucu oluşan kaygılarından dolayı geliştirdikleri dissosiyatif bir savunma şeklidir. Hayatının elbet bir yerinde kişilerle temasta bulunmak zorunda kalan (örneğin terapi sürecinde olduğu gibi) şizoid sanki kendiliğinden, bedeninden kopmuş hissine kapılıyor. Çünkü duygular, eleştiriler, talepler onlar için katlanılmaz olmasına rağmen onlardan kaçamıyorlar. Bu nedenle benliklerini kaçırıyorlar, kendilerini bitirerek bu durumdan kurtulabiliyorlar. Seansta uzun sessizlikler, dalmalar bunun göstergesi olabilir. Bazen bu durum çok uzun sürer. Hatta kişiler hayatları boyu yitik bir benlikle yaşarlar.

Regresyon: Geriye ve ileriye olmak üzere iki şekilde görülür.Geriye regrese ana rahmindeki güvenli alanına dönmek ile ilgilidir. Şizoidler kendilerini her zaman güvensiz bir ortamda hissettikleri için sık sık bunu kullanırlar. Yine oynadıkları yerlerden anlayabiliriz. Küçük, karanlık, sessiz yerlerin tercihi bununla bağdaşabilir bir durumdur. Çok uyumak, yorganın altından çıkmama istekleri de diğer örneklerdendir. Dış dünya tedirginliği devam ettikçe içe regrese olma durumu da görülür. Böylece iç fantezilere, kendi kurduğu güvenli dünyasına kaçar.

Temel şizoid ikilemi tanımladı: Nesne ile (Diğer kişiler ile) ilişki kurarak emniyette olmak ister fakat nesne ile ilişkiyi yalnızca kendinden taviz vererek, nesnenin ihtiyaçlarına göre hareket ederek kurabilmektedir. Bu da özgürlüğünü kaybetme korkusu yaşatır. Bu sefer bu korku ile ilişkiye mesafe koyarlar. Mesafe onları daha da yalnızlaştırır. Bu da içten içe istemedikleri bir durumdur. Önce mesafe koyarlar. Sonra tekrar nesne ilişkisi kurma çabasına dönerler. Böylece bir döngü oluşur. Canlı veya cansız her şeyle kurdukları ilişkide bunu yaşarlar. Okudukları kitabı veya filmi yarım bırakmak, çok iyi gitmesine rağmen  çalıştıkları işi bırakmak.

Şizoid uzlaşma: Nesneyle hem bağ kurabilme hem de uzak kalma ihtiyaçları için kullandıkları bir savunma olarak görülebilir. Öyle bir ilişki biçimi yaratırlar ki ilişkide hem uzak hem de yakındırlar. Farklı şehirler sevgili yapmak, evli birine aşık olmak, home office çalışmak bunlara örnek olabilir. Genelde kavuşulamayacak bir araya gelinemeyecek ilişkiler seçerler.

Fantezi dünyalarına da yine Guntrip dikkat çekmiştir. Bu da bir savunma yöntemidir. Dış dünyada yapamadıklarını, tehlikeli buldukları (yakın ilişki kurmak gibi) fantezilerde gerçekleştirirler. Fanteziler çok zengin, karmaşık, muazzamdır. Fantezi dünyalarıyla her gün dakikalar, saatler harcayabilirler. Daha sonra bu fantezileri bir esere dönüştüren yazarlar, sanatçılar oldukça fazladır. Terapide bu fanteziler gizlenir, zamanla ortaya çıkar.

 

Şizoid kişilik bozukluğu nasıl oluşur ?

Genetik yatkınlık: Şizoid kişilik bozukluğu, şizotipal kişilik bozukluğu veya şizofreni hastası bir ebeveyne veya bir akrabaya sahip olmak. Genetik yatkınlık, şizoid kişilik özelliklerinin ortaya çıkmasını tetikleyebilir.

Çevresel faktörler: Çocuklukta yaşanılan duygusal ihmâl, istismar, aşırı koruyucu veya soğuk bir aile ortamı gibi faktörler, duygusal ifadelerin bastırılmasına ve sosyal izolasyon eğilimlerinin gelişmesine yol açabilir.

Sosyal iletişim eksikliği: Şizoid kişilik bozukluğu olan kişiler, genellikle sosyal etkileşimlerden kaçınırlar. Çocukluk dönemindeki sosyal ilişkilerin sınırlı olması veya sosyallikten uzak ebeveynler, şizoid kişilik özelliklerinin gelişimine katkıda bulunabilir.

Kişisel özellikler: Kişinin doğal olarak içe dönük, sosyal ilişkilerden uzak durmayı tercih eden ve duygusal ifadeyi zor bulan kişilik özellikleri veya bu şekilde yaşamayı tercih etmesi şizoid kişilik bozukluğunun ortaya çıkmasında etkili olabilir.

 

Şizoid kişilik bozukluğunun komplikasyonları nelerdir ?

  • Şizofreni veya başka bir sanrısal bozukluğun ortaya çıkması
  • Anksiyete bozuklukları görülmesi
  • Majör depresyon gelişmesi
  • Çeşitli duygu durum bozukluklarının meydana gelmesi

 

Dsm-5 kriterlerini yorumlama

1-Şizoid kişilik bozukluğunun ana özelliği erken gençlik döneminde ortaya çıkmış olan ve çeşitli bağlamlarda yaygın bir şekilde görülen sosyal ilişkilerden kopma ve duyguların sınırlı bir şekilde ifade edilmesi örüntüleridir. Şizoid kişilik bozukluğuna sahip bireyler yakınlık kurmada isteksizlik gösterir ve karşılarına çıkan fırsatlara kayıtsız kalmakla birlikte aile ya da sosyal bir grubun parçası olmaktan haz duymazlar.

2-Bu bireylerin birinci derece akraba dışında yakın arkadaşı veya güvendiği kimsesi olmamakla birlikte başkalarıyla birlikte olmaktan ziyade kendi kendilerine vakit geçirmeyi tercih ederler. Genellikle sosyal olarak izole ve ‘‘münzevi’’ olarak görünürler. Çoğunlukla başkalarıyla iletişim kurmayı içermeyen tek kişilik aktiviteleri ve hobileri tercih ederler. Bilgisayar ya da matematiksel oyunlar gibi mekanik ya da soyut işleri tercih ederler (Butcher ve ark., 2017). Şizoid kişilik bozukluğunda bireyler başka biriyle cinsel deneyim yaşamaya çok az ilgisi gösterirler ve hiç ya da çok az aktiviteden zevk alırlar. Genellikle bu kişiler, günbatımında sahilde yürümek ya da cinsel ilişki kurmak gibi duyusal, bedensel ya da sosyal deneyimlerden çok az zevk alırlar.

3-Şizoid kişilik bozukluğu olan bireyler çoğunlukla övgü ve eleştiriye karşı kayıtsız görünürler ve başkalarının onlar hakkında ne düşünebileceğinden rahatsız görünmezler. Bu kişiler sosyal etkileşimin normal durumlarından habersiz olabilirler ve sosyal ipuçlarına uygun şekilde tepki vermezler, böylelikle sosyal açıdan yetersiz, yüzeysel ve bencil görünürler.

4-Genellikle görünür duygusal tepkileri olmayan “yumuşak” bir dış görünüş sergilerler ve gülümsemeler veya baş sallamalar gibi nadiren karşılıklı jestler veya yüz ifadeleri sergilerler. Bu kişiler öfke ve sevinç gibi güçlü duyguları nadiren yaşadıklarını iddia ederler. Genellikle kısıtlı bir duygulanım gösterirler ve soğuk ve mesafeli görünürler. Bununla birlikte, bu bireylerin en azından geçici olarak kendilerini açığa vurma konusunda rahat oldukları çok olağandışı durumlarda, özellikle sosyal etkileşimlerle ilgili acı verici hislere sahip olduklarını fark edebilirler.

5-İlgili davranış örüntüleri şizofreni, psikotik özellikli bipolar veya depresif bozukluk, başka bir psikotik bozukluk veya otizm spektrum bozukluğu sırasında ortaya çıkıyorsa veya nörolojik bir rahatsızlığın fizyolojik etkilerine bağlanabiliyorsa şizoid kişilik bozukluğu kriterleri değerlendirilmemelidir.

Şizoid kişilik bozukluğu tedavisi

BİREYSEL PSİKOTERAPİ

Bireysel psikoterapi, şizoid kişilik bozukluğu olan bireylerin duygusal ifadelerini keşfetmelerine, sosyal becerilerini geliştirmelerine ve kendilerini daha iyi anlamalarına yardımcı olabilir. Terapi sürecinde, terapist bireyin düşüncelerini, hislerini ve davranışlarını anlamalarına ve daha işlevsel yöntemler geliştirmelerine katkıda bulunabilir.

GRUP TERAPİSİ

Grup terapisi, sosyal becerileri ve etkileşimleri geliştirmek için şizoid kişilik bozukluğu olan bireylere faydalı olabilir. Grup terapisi, diğer insanlarla etkileşimde bulunma becerilerini artırmak, empati geliştirmek ve duygusal ifadeleri deneyimlemek için bir ortam sağlamaya yöneliktir.

İLAÇ TEDAVİSİ

Şizoid kişilik bozukluğunun doğrudan bir ilaç tedavisi yoktur. Ancak bazı durumlarda, eşlik eden semptomları yönetmek için ilaçlar kullanılabilir. Örneğin, bu durumla birlikte depresyon, anksiyete semptomları varsa antidepresan, antipsikotikler reçete edilebilir. Zevk alma duygularını artırmak ve kayıtsız duyguları düzeltmek için yine bazı ilaçlara başvurulabilir.

Berkay USLU

0 0 Puanlar
Puanlayın
Ücretsiz Ön Görüşme
0
Düşüncelerinizi çok isterim, lütfen yorum yapın.x