DERPRESYON nedir , neden ortaya çıkar ve nasıl başa çıkılır?
Depresyon nedir? Depresyon, sürekli düsük ruh hali, hayata karsi ilgi kaybi, vorgunluk ve diger semptomlarla karakterize edilen
bir ruh sagligi bozuklugudur.
Bu sadece kötü bir ruh hali değil, ciddiye alınması gereken bir durumdur.
Depresyonun Temel Belirtiler:
Sürekli üzüntü, boşluk hissi
Hobilerden, insanlardan ve hayattan zevk alamama
Uyku bozuklukları (uyuyamama veya aşırı uyuma)
Yorgunluk, enerji eksikliği
Konsantrasyon zorluğu
Suçluluk, değersizlik hissi
Ölüm veya intihar düsünceleri (ağır durumlarda)
Depresyonun 4 genel nedenleri var :
Biyolojik ( Beyindeki nörotransmitter dengesizlikleri Örn. serotonin , dopamin)
Psikolojik (Geçmiş travmalar , yoğun stres , düşük özsaygı)
Sosyal (Yalnızlık , sosyal destek eksikliği , ekonomik zorluklar)
Genetik ( Ailede depresyon öyküsü olar kişilerde risk daha yüksek olabilir.
Depresyonun 5 Türü var :
Major depresif Bozukluk : En yaygın ve en ağır form. Major depresif bozukluk, kişinin en az iki hafta boyunca neredeyse her gün:
- çökkün bir ruh halinde olması (üzüntü, boşluk hissi, ağlama isteği),
- ve/veya hiçbir şeyden keyif almaması (anhedoni)
ile birlikte başka belirtilerle yaşam kalitesinin ciddi şekilde düşmesi durumudur.
Distimi : Distimi, yani güncel adıyla Persistėnt Depresif Bozukluk, uzun süreli ama daha hafif şiddette seyreden bir depresyon türüdür.
Bipolar bozukluk : Bipolar bozukluk, kişinin ruh halinin aşırı şekilde dalgalandığı bir psikiyatrik rahatsızlıktır.
Yani kişi, bazen mani (çok enerjik, taşkın), bazen depresyon (çökkün, umutsuz) dönemleri yaşar.
Bu ruh hali değişimleri belirgin, yoğun ve kişinin günlük hayatını etkileyici düzeydedir.
Doğum sonrası depresyon: Doğumdan sonra annede ortaya çıkan, duygusal çöküntü, endişe ve umutsuzluk hissiyle seyreden bir depresyon türüdür.
Bebek doğduktan sonraki ilk 4 hafta – 1 yıl içinde başlayabilir.
Yeni annenin bebeğine ve kendine dair düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını etkiler.
Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu: mevsim geçişleriyle birlikte ortaya çıkan depresyon türüdür.
Genellikle sonbahar ve kış aylarında başlar, ilkbahar ve yaz aylarında azalır veya kaybolur.
Depresyon nasıl teşhis edilir?
- Ruh sağlığı uzmanı tarafından değerlendirme yapılır.
– Psikiyatrist veya klinik psikolog, kişinin belirtilerini, süresini ve yaşam kalitesine etkisini detaylı şekilde sorgular.
- Belirtiler DSM-5 kriterlerine göre incelenir.
– DSM-5 (Amerikan Psikiyatri Birliği’nin tanı kılavuzu), depresyon tanısı için şu ölçütleri kullanır:
En az 2 hafta boyunca, aşağıdaki belirtilerden en az 5’i görülmelidir:
- Sürekli üzgün veya boşlukta hissetme
- Hiçbir şeyden keyif alamama (anhedoni)
- Aşırı kilo kaybı veya artışı / iştah değişikliği
- Uykusuzluk ya da aşırı uyuma
- Enerji kaybı, yorgunluk
- Değersizlik veya suçluluk duyguları
- Konsantrasyon güçlüğü
- Ölüm veya intihar düşünceleri
Not: Bu belirtilerin kişinin iş, okul, aile ve sosyal yaşamını etkilemesi gerekir.
- Fiziksel nedenler elenir.
– Bazen tiroit hastalıkları, vitamin eksiklikleri, ilaçlar vs. depresyona benzer belirtiler yapabilir. Bu nedenle kan tahlili, fiziksel muayene de istenebilir.
- Gerekirse ölçekler uygulanır.
– Beck Depresyon Envanteri, Hamilton Depresyon Ölçeği gibi psikolojik testlerle kişinin duygu durumu daha objektif ölçülür.
Depresyon nasıl tedavi olunur?
- Psikoterapi (Konuşma Terapisi)
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)
– En yaygın kullanılan yöntemdir.
– Kişinin olumsuz düşünce kalıplarını fark edip, yerine daha gerçekçi ve sağlıklı düşünceler koymasına yardımcı olur.
- Psikodinamik Terapi:
– Bilinçaltındaki bastırılmış duygulara ve geçmiş deneyimlere odaklanır.
- Destekleyici Terapi / Aile Terapisi:
– Kişiye duygusal destek sağlar, ilişkilerini düzenlemeye yardımcı olur.
- İlaç Tedavisi
- Antidepresanlar (örneğin SSRI, SNRI türleri) kullanılır.
- Beyindeki serotonin, dopamin ve norepinefrin gibi maddelerin dengesini sağlar.
- Etkisi genellikle 2-4 hafta içinde hissedilmeye başlar.
- Tedaviye doktor kontrolünde başlanmalı ve bırakılmalıdır.
- Yaşam Tarzı Değişiklikleri
- Düzenli uyku, sağlıklı beslenme
- Egzersiz yapmak (özellikle yürüyüş ve açık hava)
- Gün ışığına çıkmak
- Alkol ve madde kullanımından kaçınmak
- Rutin oluşturmak ve sosyal bağlantıyı sürdürmek
- Diğer Yöntemler (Ağır vakalar için):
- Elektrokonvülsif Terapi (EKT):
– Şiddetli ve dirençli depresyon vakalarında kullanılır.
- Transkraniyal Manyetik Uyarım (TMS):
– Beyin bölgelerine manyetik uyarı vererek duygu durumunu düzenler.
- Belirtileri Görmezden Gelme
Depresyonla karşılaşınca ne yapmalı?
Depresyonun erken belirtilerini fark ettiğinde, bunları görmezden gelmek, durumu daha da zorlaştırabilir. Belirtileri fark etmek ve kabul etmek, iyileşme yolunda ilk adımdır. Yalnızca “geçer” demek yerine, sorunları kabul etmek ve profesyonel yardım almak daha etkili bir yaklaşım olacaktır.
- Bir Uzmana Başvur (Doktor, Psikolog)
Depresyon profesyonel bir tedavi gerektiren bir durumdur. Bir psikiyatrist veya psikolog ile görüşmek, tedavi sürecini başlatmak için önemli bir adımdır. Psikoterapi, ilaç tedavisi veya her ikisinin kombinasyonu, depresyonu yönetmek ve iyileşmek için faydalı olabilir. Uzman yardımı almak, doğru bir yol haritası oluşturur.
- Konuşmaktan Korkma
Depresyon hakkında konuşmak, bir kişinin iyileşmesinde çok kritik bir rol oynar. Kendini ifade etmek, duygusal yükü hafifletir ve yalnız olmadığını hissettirir. Yakın çevreyle, bir terapistle ya da destek gruplarıyla konuşmak; iyileşme sürecini hızlandırabilir. Depresyon hakkında konuşmak, genellikle rahatlatıcı ve özgürleştirici bir deneyim olabilir.
- Destek Ol, Yargılama
Birinin depresyon yaşadığını gördüğünde, ona destek olmak çok önemlidir. Ancak, depresyon yaşayan kişiyi yargılamamak gerekir. Onlara empatiyle yaklaşmak, onları dinlemek ve anlamaya çalışmak, iyileşme sürecini kolaylaştırır. Destekleyici ve sabırlı olmak, kişiye kendini daha iyi hissettirebilir.
- Küçük Adımlar da Önemlidir
Depresyon, bazen büyük değişiklikler gerektirebilir, ancak küçük adımlar atmak bile çok önemlidir. Her gün biraz daha iyi olmak, büyük bir adım atmak kadar kıymetlidir. Küçük hedefler belirleyip bunlara ulaşmak, kişinin özgüvenini artırabilir ve iyileşmeye yönelik bir momentum oluşturabilir.
Depresyon ne değildir?
X Geçici bir üzüntü degildir. Herkes zaman zaman üzgün hissedebilir ama depresyon, uzun süren ve islevselligi bozan bir durumdur.
X Zayıflık veya irade eksikliği degildir. Depresyon, kişinin karakteriyle değil; biyolojik, psikolojik ve çevresel faktörlerle ilgilidir.
X Sadece “moral bozukluğu” değildir. Basitçe “kendini toparla” diyerek geçecek bir durum değildir. Tibbi ve psikolojik destek gerekebilir.
X Tembellik değildir. Depresyondaki kişiler enerjisiz, isteksiz olabilir ama bu tembellik değil, bir semptomdur.
X Sadece kötü olaylara verilen tepki degildir. Depresyon bazen görünürde bir sebep olmadan da ortaya çıkabilir. Her zaman bir “neden” aranmayabilir.
Depresyonun Sonuşları olarak Psikolojik, Fiziksel ve Sosyal Sonuçlar ortaya çıkabilir
Psikolojik: • Sürekli düşük ruh hali, motivasyon kaybı
- Uyku ve iştah bozuklukları
- Hafıza, dikkat ve odaklanma sorunları
- Hayata karşı ilgi kaybı
- Suçluluk, çaresizlik ve boşluk hissi
- İntihar düşünceleri ve girişimleri (ağır vakalarda)
Fiziksel:
- Bağışıklık sisteminin zayıflaması — daha sık hastalanma
- Nedeni açıklanamayan beden ağrıları (baş, kas, mide)
- Kronik yorgunluk hissi
- Sindirim sorunları, kalp rahatsızlıkları, tansiyon problemleri
- Mevcut hastalıkların (örneğin diyabet, astım, hipertansiyon) kötüleşmesi
Sosyal:
- Aileden, arkadaşlardan ve toplumdan izolasyon
- Aile içi ve iş yerinde çatışmalar
- Verimlilik kaybı, okulda başarısızlık veya işten ayrılma
- Alkol veya madde kullanımında artış — “kendi kendine tedavi” girişimi
Sonuç olarak :
Depresyon gerçek ve ciddi bir durumdur, ancak tedavi edilebilir
Kendini izole etme, yardım aramaktan çekinme
Zihinsel sağlık, fiziksel sağlık kadar önemlidir
Erken fark edilip destek alınması, sürecin daha sağlıklı atlatılmasına yardımcı olur.
Toplumsal farkındalık, ön yargıların azalması ve destekleyici bir çevre çok önemlidir.
Depresyonda olan bir kişiye anlayışla yaklaşmak ve yalnız olmadığını hissettirmek hayat kurtarıcı olabilir.
Unutulmamalıdır ki konuşmak iyileştirir, paylaşmak güçlendirir.
Dünya Saglik Örgütü’ne göre dünya çapinda 280 milyondan fazla insan depresyondan muzdarip. Bu en yaygin ruhsal bozukluklardan biridir.
Her yil yaklasik 700 bin kisi intihar ediyor ve bunun çogu depresyonla iliskili. Bu durum erken tani ve müdahalenin önemini ortaya koymaktadir.
Dünya çapinda her 20 kigiden biri herhangi bir zamanda depresyondan muzdariptir.
Kadinlar depresyona erkeklerden yaklasik iki kat daha fazla yakalaniyor.
Madina Mirzayeva