Pamukkale / Denizli

Mehmetçik Mah. 2622 Sk. No:2 Daire: 3 Altınyaprak Apartman

BAĞLANMA STİLLERİ

BAĞLANMA STİLLERİ

Bağlanma, bebek ve ona birincil bakım veren ebeveyni arasında gelişen ve güven duygusunun temelini oluşturan güçlü bir bağdır. Özellikle bebeğin fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarının görülmesi, algılanması ve bu ihtiyaçların karşılanması anne ile bebek arasında güven bağı oluşmasını sağlar. Fakat tam tersi durumunda bebeğin ihtiyaçlarının anne tarafından görülmemesi, görülüp ilgisiz kalınması ya da bu ihtiyaçlara tutarsız yanıtlar verilmesi anne ile bebek arasındaki güven bağının zedelenmesine yol açar.

Bağlanma stili, kişinin kendisini ve çevresini nasıl algıladığını, seçimlerini, kararlarını, baş etme becerilerini, romantik ve yakın ilişkilerini belirlemektedir.

GÜVENLİ BAĞLANMA

  • Bu bağlanma biçimi sağlıklı ve amaçlanan bağlanma türüdür. Dünya sürekli olarak ihtiyaçlarımızı karşıladığında. İhtiyaç duyduklarımızı elde edebileceğimize dair bir güven geliştiririz ve dünyayı güvenli bir yer olarak algılarız.
  • Çocuk; anne ya da birincil bakım veren kişinin yanında olduğunu, kabullenici olduğunu ve duyarlı olduğunu bilir. Duygularına karşılık bulduğu bir bağlanmadır.
  • Güvenli bağlanmada ebeveynler çocuklarının kendi rahatlık alanlarının dışına çıkmasına izin verir. Ebeveyni yanından ayrıldığı zaman çocuk, ağlar ya da huzursuz olur. Fakat ebeveyni yanına geldiği zaman rahatlar ve kendini güvende hisseder. Olumlu ve olumsuz duygularını dışarı yansıtabilir.
  • Güvenli bağlanma gerçekleştiren kişi olumlu benlik algısı geliştirir. Yetişkinlik döneminde de iyi ilişkiler kurar. Gerektiği zaman ilişkilerine uygun sınırları koyabilir. Kişiler arası ilişkilerinde olumlu bir görünüşe sahiptir.

Güvenli Bağlanmayla İlişkilendirilen Önemli Bakıcı Davranışları

  • Çocuğun fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarına anında, istikrarlı ve uyumlu yanıt vermek.
  • Çocuğun yaklaşım girişimlerine olumlu yanıt vermek.
  • Çocuğun ruh haline duyarlı olmak ve empati sergilemek.
  • Çocuğa sevgiyle bakmak

KENDİ KENDİNE YETEN – KAÇINGAN – İLGİSİZ TİP

  • Anne sürekli olarak çocuğu reddediyorsa ya da tepkisizse ve duygusal açıdan orada değilse, çocuk pes eder, ilişkilerde ihtiyaç duymanın nafile ya da tehlikeli olduğunu öğrenir ve sonuç olarak kendi ihtiyaçlarını ve bağlanma hislerini kapatır.
  • Bu bağlanma stiline sahip kişiler bağlanma ihtiyaçlarını kapatmış ve bir araştırmacının da belirttiği gibi bağlanmayla ilgili sinyallere karşı sağırlaşmışlardır. Bu tarzı benimsemiş olan kişi kendime yetmeye çalışmalıyım diye düşünmeye başlamıştır.
  • Yetişkinlik döneminde ise bağ kurmaktan kaçınır. Yakın ilişkileri reddeder. Samimiyet rahatsız edicidir. Herhangi bir destek ya da yardım almaktan kaçınır. Karşısındaki kişiyle duygu ve düşüncelerini paylaşmakta güçlük çeker. Bu nedenle kişiler arası ilişkilerde sorun yaşar.
  • Bu kişi ilişkilerde kendisini fazlaca korur ve kendisine fazlaca yakınlaşılmasına izin vermez.
  • Başkalarına bağımlı kalmaktan hoşlanmaz bunu incinmek için bir tuzak olarak görebilir.
  • Başkalarına zayıflığını göstermemeyi hatta zayıf hissetmemeyi tercih eder.

Bakımverenin Sergilediği Davranışlar

  • Bebeğin bağlanma ihtiyaçlarını ve bağlanmak için kullandığı davranışları reddeder.
  • Bağlılık ihtiyacına karşı huzursuz ya da düşmanca tavır takınır.
  • Yüz yüze sevgi dolu temastan hoşlanmazlar.
  • Fiziksel temasa karşı caydırıcı davranırlar.
  • Duygularını daha az belli ederler.

SAPLANTILI-KAYGILI TİP

  • Bu bağlanma stilinde anne-baba ya da birincil bakım veren ebeveynler, çocuklarının ihtiyaçlarını tutarsız ve istikrarsız bir şekilde karşılar. Çocuğun ihtiyaçlarında anne kimi zaman vardır, kimi zaman yoktur. Bu durum çocuğa karışık mesaj verdiği için bir türlü güvenlik duygusu geliştiremez.
  • Bu motifteki en büyük korku bağlanılan figürün gitmesi ya da terk edilme durumudur.
  • Bu tarza sahip çocuklar hem yakınlığa karşı şiddetli bir ihtiyaç hissederler, hem de öfkeli ve bunu reddeden bir tavır sergilerler.
  • Çocuk ebeveyninden ayrılınca yoğun kaygı içerisine girer, ebeveyni gelse bile kolayca sakinleşemez, ebeveynine yoğun öfke duyar. Yetişkinlik döneminde ise, kurulan yakınlık yeterli düzeyde değildir. Karşıdaki kişinin kendini sevip sevmediğinden emin olamaz ve terk edilme korkusunu yoğun yaşar. Özellikle romantik ilişkilerinde daha gergin ve güvensiz hissetme eğilimindedir.
  • Çevresindeki insanlara karşı olumsuz düşünme eğilimi içerisindedir. Kendisini güvende hissedebilmesi için onaylanma ihtiyacı vardır.
  • Kendine yeten çocukların annelerine kıyasla çocuklarını daha istikrarsız bir biçimde reddeden ama güvenli bağlanma oluşturmaya yetecek kadar da istikrarlı tepkiler vermeyen annelerle ilişkilendirilir

Bu Bağlanma Stiline Sahip Kişiler;

  • Yakınlık kurmaya dair yoğun ihtiyaç hisseder,
  • Bağlanma sinyallerine karşı aşırı tetiktedirler,
  • Her zaman diğer kişilerin bağlılığını sorgular ve sınar,
  • Başkalarının yanında olması için ihtiyaçlarını ve çaresizliğini vurgular,
  • Arzulanan şeyleri sağlamayan kişileri cezalandırır,
  • Bağlanma ihtiyaçları karşılanmadığında öfkeli davranırlar,
  • Her zaman aşkı ve sevgiyi ararlar,
  • Yalnız kalmak endişe vericidir ve yalnız kaldıklarında kendilerini iyi idare edemezler.

Bakıcı Tarzı

  • Bu kalıpta kişi kendi ihtiyaçlarını reddeder ve diğer kişinin ihtiyaçlarına odaklanır. Başkalarına yakın olabilmek için onlara yardım ederler.
  • Başkalarının ihtiyaçlarını yeteri kadar karşıladığı takdirde terk edilmeyeceklerini düşünürler.
  • Yetişkinlikteki bakıcı tarzının çocukluktaki saplantılı tarzla eşleştiğine dair kanıtlar bulunmaktadır.

DÜZENSİZ TARZ 

  • Bu stilde istikrarlı bir kalıp söz konusu değildir.
  • Bu çocuklar kafa karışıklığı ve korku hissettikleri anlara göre birbirinin yerini alan bir veya daha fazla bağlanma tarzının özelliklerini sergilerler.
  • Bu kalıp tacize uğrayan çocukların büyük bir kısmında görülür.
  • Tacizkar ebeveynler bazen ihtiyaç duyulan bakımı da sağlarlar. Dolayısıyla hem bir korku hem de güven kaynağı haline gelirler ve bu durum kafa karıştırıcıdır.

Düzensiz Bağlamanmanın Etkileri

  • Duygusal, sosyal ve bilişsel işlevleri yerine getirmede belirgin bozukluklar olması,
  • Kişinin kendini rahatlatamaması,
  • Size yapılan şeylerle ilgili olarak kendinizi suçlu ve değersiz hissetme ,
  • Yabancılaşmış hissetme,
  • Yakınlaşmaktan kaçınma,
  • Başa çıkma mekanizmaları olarak disosiyasyon , dikkat dağıtma veya saldırganlık ya da geri çekilme gibi yöntemlere başvurma,
  • Beynin daha küçük olması ve iki tarafını birleştiren liflerlerde zarar meydana gelmesi.

 

İREM KIRK

0 0 Puanlar
Puanlayın
Ücretsiz Ön Görüşme
0
Düşüncelerinizi çok isterim, lütfen yorum yapın.x