Pamukkale / Denizli

Mehmetçik Mah. 2622 Sk. No:2 Daire: 3 Altınyaprak Apartman

DİL VE KONUŞMA BOZUKLUĞU

DİL BOZUKLUKLARI:

(A):Dili öğrenme ve kullanma ileilgili problemlerdir

1.Sözcük dağarcığının azlığı (sözcük bilgisi ve kullanımı bağlamında).

2.Cümle yapılarının sınırlığı(sözcükleri ve sözcük eklerini, dilbilgisi kurallarına göre cümle oluşturmak üzere yan yana getirme yeterliği bağlamında).

3.Söylem bozuklukları (bir konuyu ya da bir dizi olayı anlatırken ya da konuşma sırasında sözcük dağarcığını kullanma ve cümleleri bir birine bağlama yeterliği bağlamında).

(B) Dil yeterlikleri, yaşına göre beklenenden önemli ölçüde ve nicel olarak daha düşüktür ve etkin iletişimde, toplumsal katılımda, okul ya da iş başarısında, tek tek ya da bir arada, işlevsel kısıtlılığa neden olur.

(C)Belirtiler erken gelişim evresinde başlamıştır.

(D) Bu güçlükler, duyma bozukluğuna ya da başka bir duygusal bozukluğa, devinsel (motor)işlev bozukluğuna ya da başka bir genel sağlık durumuna ya da nörolojiyi ilgilendiren bir duruma bağlanamaz ya da anlıksal yeti yitimi (anlıksal gelişim bozukluk)ya da genel gelişimsel ile daha iyi açıklanamaz.

Konuşma Sesi Bozukluğu:

Konuşmanın anlaşılabilirliğini bozan ya da iletilerin sözel olarak aktarılmasına engelleyen, konuşma sesi çıkarmada süre giden bir güçlük.

Bu bozukluk, etkin iletişimde kısıtlılıklara neden olarak toplumsal katılımı, okul ya da iş başarısını, tek tek ya da bir arada, engeller.

Belirtiler erken gelişim evresinde başlamıştır.

Bu güçlükler, serebral palsi, yarık damak, sağırlık ya da duyma yitimi gibi doğuştan gelen ya da edinsel durumlara, çarpmayla  beyin yaralanmasına  ya da başka genel bir sağlık durumuna ya da nörolojiyi ilgilendiren bir duruma bağlanamaz.

Fonolojik bozukluk (artikülasyon bozukluğu)

Çocukların yaşına ve lehçesine uygun, gelişimsel olarak çıkartmaları beklenen konuşma seslerini çıkartamamaları (ör. R sesinin çıkartılamaması), bir ses yerine başka bir sesi söylemeleri (ör. K yerine t sesinin söylenmesi), sondaki sessiz harfin söylenememesi gibi durumlar fonolojik bozukluk olarak adlandırılır. Genellikle konuşma sesleri çıkartma ile ilgili zorluklar okul başarısını, mesleki başarıyı ya da toplumsal iletişimi bozacak düzeyde olur. Fonolojik bozuklukta en sık yanlış yapılan sesler ‘ı,r,s,z,t,ç’ dir. Fonolojik bozukluğun şiddeti 8-9 yaşına kadar giderek azabilir ya da tamamen düzelebilir.

Çocuklukta Başlayan Akıcılık Bozukluğu (Kekeleme)

  1. Kişinin, yaşı ve dil becerileri açısından uygun olmayan, zamanla geçmeyen ve aşağıdakilerden birinin (ya da daha çoğunun) sık sık ve belirgin biçimde ortaya çıkması ile belirli, konuşmanın olağan akıcılığında ve zamanlama örüntüsünde bozukluklar:

Ses ya da seslem (hece)yinelemeleri.

Ünsüz ve ünlü ses uzatmaları.

Kırık sözcükler (örn. sözcüğün içinde ara verme).

Sesli ya da sessiz duraklama (konuşma sırasında doldurulan ya da doldurulmayan ara vermeler).

Dolambaçlı konuşma (sorunlu sözcükleri kullanmamak için yerine başka sözcük kullanma).

Sözcükler büyük bir gerginlikle çıkartılır.

Tek seslemli (heceli)tam sözcük yinelemeleri (örg.”Ben-ben-ben-ben onu görüyorum’’).

  1. Bu bozukluk, konuşmayla ilgili kaygıya neden olur ya da etkin iletişimde, toplumsal kalıtım da, okul ya da iş başarısında, tek tek ya da arada, kısıtlılıklara neden olur.
  2. Belirtiler erken gelişim evresinde başlamıştır.(Not: Daha sonra başlayan olgulara 307.0 [F98.5] erişkinlikte başlayan akıcılık bozukluğu tanısı konur.)
  3. Bu bozukluk, konuşmayla ilgili-devinsel ya da duyusal eksikliği, nörolojiyle ilgili bir duruma (örn. İnme, tümör, yaralanma)eşlik eden akıcılıkta bozulmaya ya da başka bir sağlık durumuna bağlanamaz ve başka bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz.

Genellikle 2-7 yaşlarında başlar ve erkeklerde 4-5 kat daha sık görülür. Yaşam boyu görülme oranı %5, süregenleşme oranı %0.5-1 arasındadır. Kekemelik pek çok ruhsal bozukluk gibi genetik geçişi olabilen bir bozukluktur. Erişkinlerde ortaya çıkması genellikle kafa travması, serebrovasküler olay, beyin tümörü gibi nörolojik bir sebebe bağlanmaktadır. Yapılan bilimsel çalışmalarda kekemelik başlangıç öncesi %40-70 oranlarında psikososyal stres varlığı saptanmıştır. Türkçemizdeki ‘korkudan dilini yuttu’ deyimi bu durumu oldukça iyi anlatmaktadır. Küçük yaşlarda başlayan kekemelikte tedavi süresi kısa ve sonlanım çoğunlukla yüz güldürücü olduğu, yaklaşık 4/5’inin ergenlik döneminde kendiliğinden iyileştiği bildirilmiştir.

Kekemeliğin gidişatı oldukça yüz güldürücüdür. 16 yaşına kadar %75-80’i iyileşir. Bu iyileşmenin %75’i 4 yaşına kadar, geriye kalanların %50’si 6 yaşına kadar, geriye kalanların %25’i ise 10 yaşına kadar iyileşir. İyileşme oranı kızlarda erkeklere göre daha sıktır. Ergenlikten sonra (21-22 yaşından sonra) tam iyileşme nadirdir.

Okul döneminde bu çocuklarda başta okuma bozukluğu olmak üzere diğer öğrenme güçlükleri (yazılı anlatım bozukluğu, matematik bozukluğu) sıklıkla görülür. Bunların yanı sıra anksiyete bozuklukları, davranış bozuklukları, duygudurum bozuklukları, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, karşı gelme karşıt olma bozukluğu, düşük benlik saygısı, zayıf arkadaş ilişkileri görülebilir. Ruhsal eştanı en sık alıcı dil bozukluklarında görülür (%60-80).

Geçmişte kekemeliğin öğrenilmiş bir davranış olduğu düşünülmesine rağmen günümüzde, altta yatan biyolojik sebeplerin varlığına dâir görüş daha fazla kabûl edilmektedir. Kekeleyen kişilerin gırtlak işlevlerinin konuşması normâl olan insanlardan daha farklı olduğu bulunmuştur. Ek olarak, âilevî faktörlerin mevcudiyeti de tesbit edilmiş olup, birinci dereceden akrabalar arasında kekemelik görülme ihtimâlinin normâl popülasyona oranla üç kat daha fazla olduğu saptanmıştır

Toplumsal iletişim bozukluğu

  1. Aşağıdakilerin tümü ile kendini gösteren, sözel ve sözel olmayan iletişimin toplumsal kullanımında süregiden güçlükler:

Toplumsal bağlamla uyumsuz olacak biçimde, selamlama ve bilgi paylaşımı gibi toplumsal amaçlı iletişimde eksiklikler.

Sınıfta, sokakta (oyun alanında )olduğundan daha değişik konuşma, çocuğa karşı, bir büyüğe karşı olduğundan daha değişik konuşma ve biçimsel dil kullanmaktan kaçınma gibi, içinde bulunulan durumla ya da dinleyen kişinin gereksinimleriyle eşleşecek biçimde iletişim biçimini değiştirme yeterliğinde bozukluk.

Sırayla konuşma, yanlış anlaşıldığında yeniden söyleme ve etkileşimi düzenlemek için sözel ve sözel olmayan simgeleri nasıl kullanacağını bilme gibi konuşmanın ve anlatmanın kurallarına uymakta güçlükler.

Açıkça söylenmeyeni(örn. çıkarımda bulunma)ve dilin dolaylı ya da değişmeceli (mecazi)anlatımlarını (örn. Deyimler, gülmece, eğretileme, değişik anlama gelme) anlamakta güçlükler.

  1. Bu eksiklikle, etkin iletişimde, toplumsal katılımda, toplumsal ilişkilerde okul ya da iş başarısında, tek tek ya da bir arada, işlevsel kısıtlılığa neden olur.
  2. Belirtiler erken gelişim evresinde başlamıştır(ancak toplumsal iletişim gereği sınırlı yeterliğin üzerine çıkana dek bu eksiklikler kendini tam göstermeyebilir).
  3. Bu belirtiler, başka bir sağlık durumuna ya da nörolojiyi ilgilendiren bir duruma ya da sözcük yapısı ve dilbilgisi alanlarında gösterilen düşük becerilere bağlanamaz ve otizm açılımı kapsamında bozukluk, anlıksal yetiyitimi (anlıksal gelişimsel bozukluk), genel gelişimsel gecikme ya da başka bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz.

Elif CAN  Rumeysa DOĞAN

0 0 Puanlar
Puanlayın
Ücretsiz Ön Görüşme
0
Düşüncelerinizi çok isterim, lütfen yorum yapın.x