Pamukkale / Denizli

Mehmetçik Mah. 2622 Sk. No:2 Daire: 3 Altınyaprak Apartman

ERİK ERİKSON ve PSİKO SOSYAL GELİŞİM KURAMI

Erikson’a göre kişi, çevreyle etkileşim içerisinde, yaşam boyunca büyür. Bunun için Erikson’un kuramı “psiko-sosyal gelişim” olarak da adlandırılmıştır. Benlik, gücünü yavaş yavaş ve yaşam boyunca elde eder. Erikson bu gelişimin sekiz evrede oluştuğunu öne sürer. Bu sekiz dönemden her birinin kendisine özgü gereksinimleri, yerine getirilecek görevleri, çözülecek sorunları, duyarlı yönleri, dönüm noktaları ve krizleri vardır. Normal kişilik gelişmesi, bu gereksinimlerin karşılanması, sorunların çözülmesi, görevlerin uygun zamanda yerine getirilmesi, bunalımların atlatılması ile gerçekleşir. Bu çatışmaların başarılı şekilde üstesinden gelinmesi yaşamın diğer dönemlerinde fayda sağlayacak beceriler sağlarken, başarısızlık temel becerilerin geliştirilmemesine sebep olmaktadır.

1.Temel Güvene Karşı Güvensizlik (0-18 ay

Erikson(1968), bireyin psikolojik olarak sağlıklı olması için temel olan birçok
ön koşul içerisinde “temel güven duygusu” nunda olduğunu ifade eder. Bilindiği üzere bebekler dünyaya geldiklerinde başkalarına bağımlıdırlar. Yiyecek, giyecek, güven ve sevgi dahil olmak üzere, hayatta kalmak için gerekli bir dizi durum için ebeveynlerine ihtiyaç duyarlar. Teoriye göre, bebeğin kendine ve başkalarına güvenmesi bu bakımın kalitesine bağlıdır. İhtiyaçları ortaya çıktığı anda karşılanan, rahatsızlıkları çabucak giderilen ve kendisiyle oynanıp konuşulan bir bebek dünyanın yaşamak için güvenilir olduğuna ve insanların güvenilir olduğuna dair bir duygu geliştirir. Bunun aksine ihtiyaçları karşılanmayan ve ihmal edilen bebeklerde dünyaya ve özel olarak da insanlara karşı güvensizlik gelişecektir. Gelişimin bu evresinde geliştirilmeyen güven duygusu daha sonraki gelişim evrelerine taşınabilir.

2.Özerkliğe Karşı Utanç ve Şüphe (18ay-3 yaş)

Bu dönem çocuğun kas sistemindeki gelişmenin etkisi altındadır. Çocuklar Özellikle bu dönemde psiko-motor hareketlerindeki kontrol ve öz-yeterliliği Denemek ve bundan haz almak isterler. Bu dönemde çocuklar bağımsızlık Kazanmak için çaba gösterirler. Bağımsızlık çocuğun hareketlerini ve vücudunu Kontrol etmesi olarak değerlendirilir. Bu dönemi başarıyla atlatan çocuklar Yeterlik duygusunu, kendine güveni, ayrıca öz değerlerini kazanmış olurlar. Bu Yeterliliği yerine getiremeyen veya engellenen çocuklar bağımlılık duyguları Yanında utanma ve kendi değerliliklerine yönelik şüpheyi yaşarlar

3.Girişimciliğe Karşı Suçluluk Duygusu (3-6 yaş)

Psikososyal gelişimin bu evresinde 3 ila 5 yaşları arasındaki çocuklar oyun ve diğer sosyal etkileşimleri yönlendirmeye başlar. Bu dönemde çocuklar daha bağımsız bir şekilde eylemler gerçekleştirmeye başlayarak bir amaç veya hedef duygusu geliştirir Çocuğun bu dönemde girişkenlik ve suçluluk duygularını geliştirmesi genellikle ebeveynlerinin onun bağımsız eylemlerine verdiği tepkilere bağlıdır. Koşmak, bisiklete binmek, düşmek gibi çocuğun kendi kendine gerçekleştirdiği etkinliklerde yeteri kadar özerklik verilirse çocuk girişkenlik duyguları geliştirecektir. Aksine ebeveynlerin çocuğun kendi kendine başlattığı bu etkinlikleri saçma veya anlamsız bulduğunu hissettirmesi çocuğun diğer aşamalara da taşıyacağı bir suçluluk duygusu geliştirmesine sebep olacaktır.

4. Çalışkanlığa Karşı Aşağılık Duygusu (6-12 yaş)

Çocuklar, artık okullu olmuşlardır ve yepyeni bir çevre, yepyeni ilişkiler ve dünya öğrenmişlerdir. Öğretmenler, arkadaş ve akran grupları, klikler çocuğun önem verdiği şeyler arasındadır Aynı zamanda okulda spor, sanat gibi yeni sosyal aktiviteleri gerçekleştirir. Ebeveynleri veya öğretmenleri tarafından etkinlikle bulunma çabaları desteklenen ve sonucunda takdir edilen çocuklar beceriklilik duygusu geliştirecektir. Aksine çocuğun gerçekleştirdiği etkinlikler ebeveynleri tarafından yalnızca ortalığı dağıtma veya yaramazlık olarak görülüp desteklenmediğinde çocuk aşağılık duygusu geliştirecek ve başarılı olma konusunda şüphe duyacaktır.

5.Kimlik Kazanma vs. Rol Karışıklığı

Bu evrede ergenler, başkalarının düşünceleri ile ilgilenmeye ve diğerlerinin kendileri hakkında düşündüklerini irdelemeye başlar. Kısacası herkesin yaşadığı şekilde “ben kimim?”, “topluma nasıl uyum sağlarım”, “ne olmak istiyorum?” gibi sorular sorarak yeni düşünceler geliştirir. Eğer genç, bu evreye gelene kadar ebeveynleri sayesinde güven, özerklik, girişkenlik ve beceriklilik duyguları geliştirdiyse anlamlı bir kimlik yaratması daha olası olacaktır. Tam tersi şekilde ergenliğe güvensizlik, kuşku, suçluluk ve aşağılık duyguları ile başlayan gencin bu evreyi başarılı şekilde tamamlaması daha zor olacaktır. Sonuç olarak, ergenliğin başarıyla tamamlanması ve güçlü bir kimlik kazanılması daha önceki gelişim evrelerine bağlıdır.

6. YALNIZ KALMAYA karşı YAKINLIK KURMA EVRESİ (18-26 yaş)

Kimlik bunalımını sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşurmuş genç yetişkinler, yeni dostluklar ve daimi olacak arkadaşlıklar edinmek isteyecektir. Bu evredeki ana çatışma, aile dışındaki diğer insanlarla kurulan sevgi, samimiyet ve bağlılık gibi ilişkilerin etrafında şekillenir. Bu evrenin başarılı şekilde tamamlanması, mutlu ilişkilerin oluşması veya ilişkilerin güven ve bağlılık içermesi ile sonuçlanacaktır. Tersine bu evreyi başarılı şekilde tamamlayamayan bireyler başkalarıyla yakınlık kurmaktan kaçınabilir; bağlılık ve yakın ilişkilerden korkabilir. Bu, bireyin insan ilişkilerinden uzak durduğu bir izolasyona, yalnızlığa ve bazen derin depresyonlara sebep olabilir.

7. DURAKLAMAYA karşı ÜRETKENLİK EVRESİ (26-50 yaş)

Orta yetişkinlik diye ifade edilen bu zaman diliminde, eski birikimlerinden faydalanarak yeni şeyler üretme aşamasındadırlar Çocukları doğru şekilde yetiştirmek, toplumsal faaliyetlere katılarak üretkenlik yoluyla toplumun bir başkası olmak isterler. Bu evrede başarılı olan bireyler kendilerini başarılı ve yararlı hissederler. Başarısız olan bireyler ise dünyaya yetersiz bir katılım sağlarlar. Dünyaya katkı sağlamanın bir yolunu bulamamak kendilerini faydasız ve
durağan hissetmelerine sebep olur. Bunun sonucunda içindeki bulundukları topluluklara karşı ilgisiz ve bağlantısız hissedebilirler.

8. UMUTSUZLUĞA karşı BENLİK BÜTÜNLÜĞÜ EVRESİ

65 yaş üstü yetişkinlik döneminden ölüme kadar olan zaman dilimini kapsar. Bu dönemde hayatı üzerine düşünmeye ve geçmiş olayları tekrardan gözden geçirmeye başlayan birey, hayatı hakkında bir başarı duygusu hissettiğinde ego bütünlüğü geliştirmiş olacaktır. Bunun aksine geçmişini kaçırılmış fırsatlar ve başarısızlık olarak gören veya hedeflerini gerçekleştiremediğini düşünen bireyler umutsuzluğa kapılacaktır. Bu bireylerin depresyona girmesi ile sonuçlanabilir. Bu evreyi başarıyla tamamlanması ise bilgelik erdemine yol açacaktır.

Talha SEZER

0 0 Puanlar
Puanlayın
Ücretsiz Ön Görüşme
0
Düşüncelerinizi çok isterim, lütfen yorum yapın.x