Pamukkale / Denizli

Mehmetçik Mah. 2622 Sk. No:2 Daire: 3 Altınyaprak Apartman

Otizm Nedir? Belirtileri Nelerdir?

1910 yılında ortaya çıkan otizm, Eugen Blueler tarafından keşfedilmiştir. Fazla yoğun olmamakla birlikte görülme riski azdır. Ancak 1980 yılından itibaren görülme oranı artmaya başlamıştır. Ancak Otizmin çok daha eski bir tarihe sahip olduğu bilinmektedir. 

Çocuklarda ‘algı bozukluğu’ olarak isimlendirilen otizmin çeşitleri vardır. Ağır vakaların yanı sıra hafif vakalar da vardır. Hatta normal yaşantısına devam eden yetişkinlerde sosyal hayatta sorun oluşturmayacak derecede ‘otizm’ olduğu tespit edilmiştir. Eğitimle tedavi edilebilen bu hastalıkta en önemli konu erken teşhis konusudur. 

Bebeklik çağında çocuklarda davranış bozuklukları dikkatli bir şekilde takip edilmelidir ve tedavisi ihmal edilmemelidir. Göz temasından kaçınan ve kendi kendine bilinçsiz bir şekilde oynayan çocuklarda otizm olasılığı yüksektir.

Otizmin Sebebi Nedir?

Uzmanların yaptığı açıklamalara göre otizmin en önemli sebebi genetiktir. Ancak yapılan son araştırmalarda aşılarda kullanılan koruyucu maddelerin de otizme etki ettiği tespit edilmiştir. Ancak genel olarak genetik sebepler üzerinde durulmaktadır. 

Hamilelik döneminde down sendromlu bebeklere nazaran otizmli çocukların tespit işlemi oldukça zordur. Ancak çocuğun ultrasondaki hareketlerinden otizmli olup olmadığı tahmin edilebilir. Bunun dışında belirtiler daha çok 2 veya 3 yaşında ortaya çıkar. Bebekler normalde göz kontağı kurmayabilir veya gözlerdeki bir rahatsızlıktan dolayı düzgün bakmayabilir. Bu nedenle otizm teşhisinin konulması zordur. 3 yaşında normal bir çocuk gibi bakmaya başlayan çocuklarda teşhis konulabilir. 

Göz kontağı kurmayan veya söyleneni anlamayan çocuklarda öncelikle kulak ve göz muayenesi yapılmalıdır. 

Otizm Belirtileri Ve Özellikleri

Psikoloji kategorisinde değerlendirilen otizmin belli başlı belirtileri vardır. bu belirtileri göz önüne aldığımız zaman kişide otizmin olup olmayacağı tespit edilebilir. Göz, dil ve kulak muayenesi sonunda çocuğun duyu organlarında bir sorun yok ise bu durumda otizm üzerinde durulmalıdır. 

Beyin MR çekimi sonunda da beyin muayenesi de önemlidir. Beyinde her hangi bir sorun görülmediği zaman otizmin varlığından söz edilebilir. 

Otizmin Belirtileri Ve Özellikleri

Göz kontağı kurmayan ve algı mekanizması çalışmayan otizmlilerde belli başlı özellikler öne çıkmaktadır. Otizm için belirtilerin altı tanesi ortaya çıkması gerekmektedir. 

Otizmin belli başlı belirtilerini şu şekilde sıralamak mümkündür:

  • En önemli özellikleri iletişim kurmamalarıdır. Arkadaşlarıyla oynamayı sevmezler ve her zaman için tek başına kalmayı severler. Bilgisayar ve tablet gibi kişiyi sosyal hayattan soyutlayan cihazlara aşırı ilgi gösterirler. Bazı durumlarda da tek başlarına dışarıda top oynamayı veya toprak karıştırmayı severler.
  • Gözlerine baktığınız zaman gözlerinizin içine bakmazlar ve sürekli gözlerini başka yerlere kaçırırlar. En bariz belirti göz temasının kurulmamasıdır. 
  • Duygularını normal bir şekilde ifade edemezler ve mimiklerle duygusal iletişim kuramazlar. 
  • İletişimi kuramadıkları gibi aynı zamanda iletişimi devam ettiremezler. Kısa süreli cevap verdikten sonra hemen oradan uzaklaşırlar. 
  • Konuşma bozukluğu veya hiç konuşmama gibi durumlar meydana gelebilir. Bazıları hiç konuşamaz ve konuşmasını geliştiremez. Bazıları ise zamanla eğitimle konuşmaya başlar. 
  • Kelimeleri sık sık tekrar ederler ve konuşarak iletişim kurmazlar. 
  • Bazıları hiç anlamaz ve hiç tepki göstermez. Daha hafif vakalarda ise konuşma ve anlama azdır ancak görerek öğrenme vardır.
  • Hayal kurmadan oynarlar ve hayali oyun kurgulamazlar. Mecazi ve hayali oyunlardan çok gerçekçi oyunları severler.
  • Aynı hareketleri sık sık yaparlar ve özellikle heyecan, korku ve öfke anında bu hareketleri tekrar ederler. 
  • Bir şeylere takıntılı olma, aşırı duygusallık ve aşırı tepki gösterme en çok karşılaşılan sorunlardan biridir.
  • Sarılma, öpme veya benzeri temastan kaçınırlar. Hiperaktif özellikler öne çıkmaktadır ve sürekli hareket etmeyi severler. Kendi etrafında dönme, sürekli aynı çizgide koşma veya zıplama gibi takıntılı hareketlerde bulunurlar.
  • Sebepsiz gülme, duygusallıktan soyutlanma, tekrarlayan hareketler ve yemek yeme bozukluğu gibi belirtiler en çok karşılaşılan belirtilerdir.
  • Sosyal hayatta insanlardan kaçarlar ancak birkaç kişiyi çok severler ve ona karşı aşırı ilgi gösterirler. Sevdikleri kişiler genellikle iletişim kurabildikleri kişilerdir. 

Otizm Ve Tedavisi

Bilimsel açıdan bakıldığı zaman otizmin her hangi bir tedavisi görülmemektedir ancak yeryüzünde tedavisi olmayan bir hastalık yoktur. Otizm de tedavi edilebilir ancak tıbbi bir tedavi şu an için keşfedilmemiştir. Rehabilitasyon eğitim programı ile sosyal uyum ve iletişim becerisi kazandırılabilir. 

Küçük yaştan itibaren çocukta meydana gelen değişiklikler her zaman için takip edilmelidir. Bu konu sadece otizm için geçerli değildir. Bütün hastalıklarda erken teşhis önemlidir. Otizmin belirtileri 3 yaşından itibaren belirgin bir şekilde ortaya çıkar. Otizm teşhisi sonrasında ebeveynler ilk anda rehabilitasyon eğitimine kaydolmalıdır. 

Eğitimde dikkat edilmesi gereken husus rehabilitasyon eğitiminde uzman kişilerin tercih edilmesidir. Eğitmenlerin uzmanlık alanı farklı olabilir ve bu durumda çocuğunuz için fazla faydalı olmayabilir. Çocuğunuzda ilerleme kaydedildiği zaman doğru eğitim programı uygulanıyor demektir. 

Her çocukta algı özelliği farklıdır ve bu özellik daha çok eğitimde ortaya çıkar. Görsel, duyusal ve zihinsel eğitim özellikleri çocuklarda farklı olabilir. bu farklılık otizmli çocuklarda ise daha belirgin ve daha karmaşıktır. Rehabilitasyon eğitmenleri bu konuda uzmandır ve çocuğun algı özelliğini tespit ettikten sonra o özelliğe uygun eğitim programı oluştururlar. 

Eğitimci kadar anne ve babanın da sabırlı olması ve eğitimde ısrarcı olması gerekmektedir. Evde eğitimcinin verdiği talimatlara uyulduğunda sonuç elde edilmeye başlanır. Anne ve babanın psikolojisi de önemlidir ve genellikle özel çocukların ebeveynleri de psikolojik anlamda problemlerle karşılaşır. Psikolojik destek programları bu açıdan anne ve baba için oldukça faydalıdır. Ümit var olmak ve her zaman için olumsuz yönlerden çok olumlu yönleri değerlendirmek psikolojik destek sağlayacaktır. 

Otizmliler için diyet programı uygulaması da oldukça faydalıdır. Bağırsak enzimlerinin kontrol edilmesi, algı gelişimini engelleyen GDO’lu gıdaların tüketilmemesi ve organik gıda tüketimine öncelik verilmesi diyet programında öne çıkmaktadır. Kola, cips ve benzeri hazır abur cuburlar normal bir çocuğun zeka gelişimini de olumsuz etkiler. 

Otizmli Bireylerin Sosyal Hayatta Karşılaştıkları Sorunlar

Genellikle kendi başlarına oyun oynadıkları için arkadaş çevresinden uzak bir hayat yaşarlar. Otizm kaynaklı tuhaf hareketleri nedeniyle dışarıdaki normal çocuklar onlarla oyun oynamak istemez. Normal okula gönderilen otizmliler dışlanmaktadır ve bu durum eğitimi olumsuz etkilemektedir. 

İş dünyasına adapte olmaları için özel eğitim kurumlarına ihtiyaç vardır. rehabilitasyon eğitiminde günlük yaşama adaptasyon asıl amaçtır. Ancak iş dünyasına adapte olma ve meslek sahibi olma ise farklı bir eğitim kategorisidir. Kendi başlarına sosyal hayatta ve iş hayatında hareket edemezler. Bu nedenle genellikle adaptasyon sorunu yaşanmaktadır. 

Ailenin veya eğitim kurumunun yeterli ilgiyi göstermemesi durumunda çocuk olduğu yerde sayabilir veya daha geriye gidebilir. Bu nedenle çocuğun ailesi, çevresi, arkadaşları ve öğretmenleri her zaman için olumlu yaklaşımda bulunmalıdır. Eğitim sadece eğitim kurumlarında gerçekleşmez. Eğitim evde başlar. Çocuk eğitiminde arkadaş, ev ve okul çevresi belirleyici özelliğe sahiptir. Özel çocuklarda ise bu durum daha büyük bir öneme sahiptir. 

0 0 Puanlar
Puanlayın
Ücretsiz Ön Görüşme
0
Düşüncelerinizi çok isterim, lütfen yorum yapın.x