Pamukkale / Denizli

Mehmetçik Mah. 2622 Sk. No:2 Daire: 3 Altınyaprak Apartman

OYUN TERAPİSİ ve OYUN TERAPİSİNDEKİ GELİŞMELER

Oyun Terapisi Nedir?

  • Freud’a göre oyun, duguların dışa vurumudur. Çocuklar iç dünyalarını, duygularını ve gerçek hayatta başa çıkamadığı olayları oyun aracılığıyla yansıtır.​
  • Amerika merkezli Oyun Terapisi Derneği’nin sitesinde oyun terapisi, “Eğitimli oyun terapistlerinin danışanların psikososyal sorunları engellemelerine ya da çözmelerine, ideal büyüme ve gelişimi gerçekleştirmelerine yardımcı olmak amacıyla, oyunun terapötik gücünden yararlandıkları kişiler arası bir süreç tesis etmek için kuramsal bir modelin sistemli bir biçimde kullanılması” olarak tanımlanmıştır (Association for Play Therapy).​

İngiltere merkezli Oyun Terapisi Derneği ise oyun terapisini, “Çocukların davranışlarını değiştirmede, özgüvenlerini geliştirmede, sağlıklı ilişkiler kurmasında çocuklara yardımcı olan etkili bir terapi” olarak tanımlamıştır (British Association of Play Therapists).

OYUN TERAPİSİNİN TARİHÇESİ

  • Terapötik bir şekilde oyun fikrini ilk ortaya atan kişi Freud’dur. Freud, bilinçdışına odaklanan ve serbest çağrışım yoluyla terapi yapan bir psikanalisttir. Ancak bu yöntem çocuklara uygun değildir çünkü çocukları terapi koltuğunda tutmak bile başlı başına bir sorundur. Bundan dolayı yeni teknikler bulmak zorunlu hale gelmiş ve böylece oyun terapisinin temelleri atılmıştır.​
  • Oyunun ilk defa terapide kullanımı Hugg-Hellmuth tarafından olmuştur. 6 yaşından büyük olan çocuklara onların evlerine giderek terapi yapmıştır. Terapide çocuk resimlerini ve onlara ait olan oyuncakları kullanmıştır. Ancak herhangi bir teknikten söz etmemiştir.​
  • Oyun terapisine yönelik ilk teknik geliştiren kişi Frued’un kızı Anna Freud olmuştur. Bu teknikte ilk olarak çocuk, oyuncak dolabından istediği oyuncakları seçer ve kendi kurduğu oyunları oynar. Terapist ise uzun gözlemlerle çocuğun oynundaki saklı temaları bulmaya çalışır. Gizli anlamlar keşfedilir ve bu anlamlar çocuğa yorumlatılır. ​
  • İsviçreli çocuk psikanalisti Hans Zulliger ise oyun terapisinde bilinçdışına odaklanmaktan ziyade çocukların sadece oyun oynayarak bile rahatladıklarını, sorunlarından kurtulduklarını ve hatta ruhsal bozukluklarının iyileştiğini ifade ederek çocuğun oyunu yaşamasını, çocuğun oyundan bir şeyler öğrenmesinden daha fazla önemsemiştir.​
  • Melaine Klein da çocuk psikoterapisinde oyunu kullanan psikanalistlerdendir. Anna Freud ve Klein çocuğun oyun aracılığıyla bilinçdışına doğrudan bağlantı kurduğuna inanmışlardır. Ancak Klein, Anna Freud’dan farklı olarak uzun gözlemler yoluyla değil terapi esnasında önemli olduğu sezilen herhangi bir şeyde hemen yorumlama yapılması gerektiğini savunmuştur. ​

 

OYUN TERAPİSİNİN OLUŞUMUNDAKİ 2.ANA GELİŞME:

1930’lu yıllarda David Levy’nin geliştirdiği ‘Salınım-boşaltım’ terapi tekniğidir. Bu teknikte terapist, çocukta stres oluşturan durumları oyuncaklar aracılığıyla tekrar canlandırır. İlk olarak çocuk, oyun oynaması için serbest bırakılır. Terapinin ilerleyen aşamalarında terapist, çocuğun travmalarını oyuncaklarla canlandırır ve çocukla birlikte oynar.

Gove Hambidge adlı terapist, Levy’nin çalışmalarını “Yapılandırılmış Oyun Terapisi” başlığı altında genişletmiştir. Çocuğun oyuncaklar ile endişe durumunu kontrol etmesi hedeflenmiştir.

OYUN TERAPİSİNİN OLUŞUMUNDAKİ 3.ANA GELİŞME:

“İlişki Merkezli Oyun Terapileri”dir. Jesse Taft ve Frederic Allen, ilk çalışmaları yapmışlardır

İlişki merkezli oyun terapisinde diğer terapilerden farklı olarak çocukla terapist arasındaki bağa önem verilmiş ve geçmiş yaşantıları yorumlama ve tekrarlama girişimleri kullanılmamıştır. Otto Rank’ın çalışmasıyla gelişen bu terapide önemli olan çocukla doğal bir ilişki kurmaktır. Bu terapide çocuk, oyun oynayıp oynamama veya oyunu istediği gibi yönlendirme konusunda özgürdür.

Virginia Axline’nın çalışmasıdır. Virginia Axline, Carl Rogers tarafındna geliştirlen ‘Danışan Merkezli Terapi’nin esaslarını oyun terapisine uyarlamıştır ve ‘Yönlendirmesiz Oyun Terapisi’ adıyla yeni bir oyun terapisi geliştirmiştir.

OYUN TERAPİSİNİN OLUŞUMUNDAKİ 4.ANA GELİŞME:

Bu terapide çocuk, iyi donatılmış bir oyun odasına alınır. Çocuğa oyun oynamama veya sessiz kalma özgürlüğü tanınır, çocuk oyunu istediği gibi kurgular ve çocuğa herhangi bir yönlendirme yapılmaz. Amaç, çocuğun kendi kurguladığı ve oynadığı oyunlar aracılığıyla kendini fark etmesini sağlamaktır. Bu terapide çocuğun değişmesi için uğraşılmaz ve herhangi bir yönendirilme yapılmaz. Değişimin ana dinamiği çocuğun kendini fark etmesi ve yöneltmesidir.

Yönlendirmesiz oyun terapisi daha sonra Garry Landreth tarafından iyice kavramsallaştırılmış ve “Çocuk Merkezli Oyun Terapisi” adı ile anılmaya başlanmıştır.

Çocuk merkezli oyun terapisinde çocuğun iç dünyasına açıkça güvenilir. Çocukların doğuştan iyileşme kapasite ile geldiklerine inanılır. Bu terapide çocuk, oyun odasında yolunu oluşturur ve terapist bu yola saygı duyar. Terapist sadece çocuğun içindeki iyileştirici gücün ortaya çıkması için zemin hazırlar.

Klein’in öncülük ettiği tekniklerden biri, minyatür oyuncakların kullanımıdır. Klein minyatür şeklindeki küçük oyuncakları çeşitli kutularda saklayarak çocukların bunlarla oynamasını sağlamıştır. ​

Margareth Lowenfel ise bu tekniği daha ileri taşıyarak “Dünya Tekniği”ni oluşturmuştur. Bu teknik için bir kum tepsisi, suya ulaşma imkanı ve dünyadaki birçok şeyi temsil eden küçük minyatür oyuncaklar kullanılmaktadır.​

Çocuk bu minyatür oyuncakları kum tepsisine dilediği gibi koyar ve oynar. Bu kum tepsileri ağırlıklı olarak bilinçdışı içeriklerin dışa vurumu olarak değerlendirilmektedir. ​

Jung’un öğrencilerinden olan Dora Kalff, Zürih’te katıldığı bir konferansta Lowenfeld’in Dünya Tekniği’ni duymuştur. Daha sonra Kalf, Lowenfeld ile bu teknik üzerine çalışmaya başlamıştır. Kalf, zamanla çocukların kumdaki çalışmalarını Jung’un dile getirdiği içsel psişik süreçlere benzediğini düşünmüş ve çalışmalarını bu konu üzerine yoğunlaştırmıştır. Zamanla bu tekniği zenginleştirmiş ve Lowenfeld’in de onayını alarak bu tekniğe Kum Terapisi adını vermiştir. Bu teknik daha sonra yaygınlaşarak dünyanın pek çok yerinde kullanılmaya başlanmıştır.

  • Ann Jernberg ekibiyle birlikte psikolojik sorunları olan çocuklar üzerine yaptığı çalışmalarda çocuklara yardımcı olacak yeterli merkez olmadığı için bu çocuklara yönelik bir program geliştirmeye başlamışlardır. ​
  • Austin Des Laures, Vioa Brody ve Ernestine Thomas’ ın da gelişmesine destek ve öncü olduğu bu yaklaşım “Theraplay Terapi”dir. ​
  • Theraplay Terapi, yönlendirmeci bir oyun terapisidir. Çocuk ile oynanacak oyunlar önceden belirlenir. Theraplay çocuklar ile ebeveyn arasındaki ilişkiyi güçlendirir. Dolayılı olarak ebeveyn de terapist ile birlikte terapiye katılır ve çocuğu ile birlikte oynar. Terapist, ebeveyni yönlendirir. ​

TÜRKİYE’DE OYUN TERAPİSİ

Türk-İslam kültüründe oyunun öneminden ilk bahseden kişi İbni Sina’dır. “Her yaşın bir hali vardır. Çocukluğun yakışığı da oyundur” diyerek çocuk için oyunun önemine bahsetmiştir.​

Gazali ise binli yıllarda yazdığı Ihyau Ulumiddin kitabında çocukların sürekli ders ile uğraştırılmasına karşı çıkmıştr. Dersten sonra çocukların oyun oynamalarına izin verilmesini önermiştir. Çocuğun oyundan uzaklaştırılıp derse bağlanması durumunda kalbinin ölüp, zekasının iptal olacağını ifade etmiştir.

Oyun konusunu ele alan en eski kitap Selim Sırrı Tarcan’ın Terbiye-i Bedeniye ve Mektep Oyunları kitabıdır. Bu kitapta çocukların diğer hocalara olduğu kadar bir oyun hocasına da ihtiyacı olduğu ve oyunun en az okuma yazma kadar önemli olduğundan bahsetmiştir.

Ülkemizde oyun terapisi ile ilgili yer alan ilk kapsamlı kitap Berka Özdoğan’ın ‘Çocuk ve Oyun: Çocuğa Oyunla Yardım’ kitabıdır. Aynı şekilde ülkemizde bu alanda ilk ders veren kişi de odur. ​

2012 yılında Oyun Terapisi Derneği kurulmuştur.

 

FATMA ÇELİK

ESMA OĞUR

0 0 Puanlar
Puanlayın
Ücretsiz Ön Görüşme
0
Düşüncelerinizi çok isterim, lütfen yorum yapın.x