Pamukkale / Denizli

Mehmetçik Mah. 2622 Sk. No:2 Daire: 3 Altınyaprak Apartman

Psikoloji ve Aldatma

Aldatma ve psikoloji

Aldatma veya sadakatsizlik, evli ya da duygusal veya cinsel bir ilişki içerisindeki taraflardan birinin bir başka kişi ile ilişkiye girmesi. Aldatma sadece duygusal düzeyde, sadece cinsel ilişki düzeyinde veya hem duygusal hem cinsel ilişki şeklinde olabilir. Aldatmanın tanımı kültürden kültüre veya çiftler arasındaki anlaşmalara göre farklılık gösterebilir (https://tr.wikipedia.org/wiki/Aldatma, tarih yok).

Aldatmak Psikolojik Bir Problem Midir?

Aldatmak psikolojiye göre bir süperego problemidir. Aldatmak yalan içerir. Yalan kişinin süperego (vicdani, ahlaki tarafımız) tarafının bir sorunudur. İnsanın dürtüleri olduğu gibi bu dürtülerini frenleyen ahlaki ve toplumsal tarafı da vardır. Ahlaki yanımız ile dürtüsel yanımızı dengeleyen irademizin (ego) gücü sağlıklı ve hastalıklı insanı tanımlar. Bir kişiyi aldatmak, yalan söylemek bu sebeple ego zafiyeti ve süperego patolojisi olarak karşımıza çıkar.

Sık Aldatmak

Kimi insanlarda bu durum, sanki bir aldatma hastalığı var gibi sık tekrarlanır. Birden fazla kişi ile duygusal veya cinsel anlamda beraber olmak kişinin, hükmetmek, fethetmek istekleri ile bağlantılı olabilir. Narsist kişiler için ulaşılan nesne kıymetini kaybeder, değersizleşmeye başlar. Sürekli yeni nesne arama ihtiyacı tekrar ortaya çıkar. Yakalanma korkusunun getirdiği heyecan, kişinin iç dünyasında güç hissettirir. Sürekli heyecana, pohpohlanmaya ve adrenaline ihtiyaç duyan bu yapı, ihtiyacını karşılayamadığında başka nesnelere yönelir. Eğer bu ihtiyaç hiç karşılanmazsa öfke duygusuna dönerek, bütünlük duygusu hissedilir. Kişi heyecan, onaylanmak, adrenalin ihtiyacı içerisinde sık aldatma isteği hisseder.

Bazı kişiler sürekli sevildiğini duymak, hissetmek ve davranışlarda görmek isterler. Bu durum sevginin aktarımı için önemlidir. Fakat kimi insanlar bu duyguları hissedemediği zaman iç dünyalarında boşluk, hiçlik, bağlantıda hissedememe gibi sıkıntılı duygularla baş başa kalır. Bu sebeple başka bir ilişkide bağlantıda kalma, boşluktan uzaklaşma çabaları ortaya çıkar. Mevcut ilişkiden ayrılmak da zordur. Birkaç partner ile yaşamındaki boşluğu kapatma ve seviliyor olduğunu hissetme çabasıdır. Bir kişilik bozukluğu problemidir.

Aldatmak Tek Taraflı Bir Sorun Mudur?

İlişkilerde yaşanan her sorun gibi aldatma da tek taraflı bir sorun veya sorumluluk değildir. Aldatan tarafın açtığı bir yara olduğu gibi aldatılan eşin de bilinçli veya bilinçdışı aldatma sürecinde bir katkısı vardır. Bu durum bazen aldatılan eş tarafından aldatan eşe yönelik tutumlarında gizlidir.

Aldatmanın Sebepleri

Aldatılan eş tarafından aldatan eşe yönelik bazı tutumlar, aldatma sürecine katkı sağlayabilmektedir. Aldatılan eş tarafından:

  • Dışlama
  • İtme
  • Aşağılama
  • Değersiz hissettirme
  • Onaylamama
  • Kabul etmeme
  • Sevginin söz, davranış ve his olarak gösterilmemesi
  • İncitme
  • Partnerini anne/baba konumuna koymak

Gerçekleştirilen tutumlar aldatma sürecine destek sağlayabilmektedir.

Aldatan Bir Daha Aldatır Mı?

İlişkilerde veya içsel dünyamızda hakkını vererek çözmediğimiz sorunlar tekrarını yaşatır. Bazı tutumlar kişinin bildiği bir dünya olabilir. Örneğin kişi ilişkilerinde sürekli aldatılıyorsa, aldatılmak veya aldatmak ile ilgili bir döngüsü olabilir. Bilinçdışı aldatılmanın veya aldatmanın (kişi bilinçli olarak istemese de) güzergahını otomatik olarak hazırlar. Bu döngünün kırılması için psikodinamik bir terapiye ihtiyaç vardır.

İlişkide yaşanan aldatma olayından sonra aldatan ve aldatılan kendi payına düşen sorumluluğu almadan ortaya konulan bir çözüm, sağlıklı bir çözüm olmaz. Aldatılanın içinde açılan yaranın ifadesi, aldatanın itildiği taraflar açığa çıkartılıp samimi bir pişmanlığın ortaya konulması ve iki taraflı aynı samimiyetle affetmek sorunu çözüme kavuşturabilir. Üstü ötülen, geçiştirilen yaralar tekrarını yaratır, ilişkiyi bozar.

Eşi İle Cinsel İlişki Yaşayamamak

Bazı bireyler eşi ile cinsel ilişki yaşamakta zorlanmaktadır. Fakat başka partnerlerle evlilik/ilişki dışında cinsel ilişki yaşayabilmektedir. Bu duruma the Madonna sendromu denir. Bu çatışmada kişi eşi ile cinsel yakınlaşma hissettiğinde cinsel işlev sorunları ile karşılaşmaktadır. İktidarsızlık gibi sorunlar, partnere karşı olan cinselliği engellemektedir. Fakat partneri dışındaki kişilerle cinsel ilişkiye girmekte sorun yaşamamaktadır. Freud tarafından bu durum ödipal çatışma olarak adlandırılmaktadır. The Madonna sendromu evliliğin/ilişkinin başında (primer) başlayabileceği gibi, çocuk sahibi olduktan sonra veya başka bir tetikleyici ile sonradan (seconder) da karşılaşılabilir. Bilinçdışının eşine karşı anne/baba aktarımı söz konusu olabilmektedir. Psikodinamik terapi veya çift terapisi ile bu sorunun üstesinden gelinebilinir.

 

Osman Olcay YAMAN

Uz. Klinik Psikolog / Yazar

 

 

0 0 Puanlar
Puanlayın
Ücretsiz Ön Görüşme
0
Düşüncelerinizi çok isterim, lütfen yorum yapın.x